Page 55 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 55

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                  57

           Âhirüzzaman Aleyhi Ekmelüssalâtü Vesselâm'ın Huzur-u Saadetine ve
           pâk, latif Sohbet-i Nebeviyeleriyle müşerref olmak zevkini idrak ettiren
           bu  kıymetdar  Ondokuzuncu  Mektub'u  mütalaa  etmekten  bir  türlü
           doyamıyorum. Bilcümle Risalet-ün Nur'un takdir ve tevkiri hususunda
           söz  söyleyebilmekten  Kalemim  âciz  ve  nâkıstır.  Cenab-ı  Vâhib-ül
           Ataya'dan  dilerim  ki,  Nur  Bahçelerinin  meyvelerinin  hepsinden
           tatmağa, arkadaşlarım gibi âcizlerini de muvaffak kılsın.
                                                                   Hâfız Zühdü
                                           * * *

                  (Bir Nur Talebesinin fıkrasıdır)

                  Bugün o  yüksek Kitabın ikmaline muvaffak oldum. "Mi'rac"ın
           ikmal ve mütalaasından mütevellid Sürur ve Saadetimi tariften Kalemim
           düçar-ı  acz  oluyor.  Mütalaadan  doğan  duygularımı  hülâsaten  ve  bir
           cümle ile arz edeceğim:

                  Mi'rac'ın  mütalaasında  hayatın  felâket  girdablarını  ve  Saadet-i
           Ebediyeye  giden  manevî  deryanın  Selâmet  yollarını  gösteren  Kalb
           dolusu bir Nur ve Ziya buldum. Evet, her temsilâtta isbat edilen pek çok
           Hakikatler  ve  bugün  tahatturu  ve  tahayyülü  bile  Ruhumuzu  doldurup
           taşırmağa kâfi gelen Asr-ı Saadet ve hârikalar devri gözümün önünde
           hayatlandı; fikirden fikre, hayretten hayrete düştüm.

                  Mi'rac  Kitabı,  felsefe  düşkünü  mu'terizlerin  felsefesini  her
           zaman için iflas ve sukut ettirmek kuvvetine mâlik bir Eserdir. Mi'rac
           Kitabı başlı başına asıllardaki Hakikatleri i'zam edilmeden ve bîtarafane
           bir tefekkürün bile göreceği ve kabul edeceği bir nazarla isbat eden ve
           kapalı  kalmış  noktaları  Ehl-i  İmana  makul  ve  mantıkî  fikirlerle  izhar
           eden bir kitab-ı tarihtir.

                  Gaflete  dalmış  ve  dalaletin  mağlubu  ve  bir  tutam  aklıyla
           kendisine bir mümtaz mevki vermek isteyen feylesoflar, Mi'rac gibi bir
           Şâheser  karşısında  apoletleri  sökülmüş,  bütün  şöhret  ve  namı  sukuta
           mahkûm  bir  kral  vaziyetine  düşer.  O  kral  ise  daimî  bir  ye'se
           mahkûmdur.  Halbuki  bunca  Hakikatler  karşısında  felsefe  zincirleri  ve
           mu'teriz  efkârı  birer  birer  kırılan,  davasının  ve  iddiasının  haksız
           olduğunu  anlayan  feylesof  ise  Hâlık-ı  A'zam'ın  Kudret  ve  Azameti
           huzurunda Secde eder ve af diler.
                                                                        Z e k â i
                                           * * *
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60