Page 57 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 57

(Bu uzun fıkra Hulusi Bey'indir)

                                                      ِ
                                                   ِ
                                           ِ
                             ۪ ِ
                                                         ِ ِ

                                     ِ
                                 ِ
                              هد   محب  حب   يُ َّلاا ء   َ شَ نم ناو  هم   سا ِ   ب
                               ْ َ
                                                     ْ َ
                                   ُ
                                                 ْ
                                      َ ُ
                                              ْ
                                                            ْ
                                     ِّ
                        ِ ِ
                               ِ
               ِ
                                     ِ ِ
                 نٓ اجْلا     و  ْ نْلاْاو كَلمْلا ددعب هتاَكرب و   ِ   للّٰا  ةمحر و مُكيَلع مَلاسلَا
               ِّ َ
                     َ
                                                    ه َ
                                  َ
                                      َ َ ُ ُ َ َ
                             َ
                                                       ُ َ ْ َ َ ْ ْ َ ُ َّ

                  Eyyühe-l Üstad-ül Aziz!

                  Yirmisekizinci Mektub'un Dördüncü Mes'elesini dört gün evvel,
           İkinci  ve  Üçüncü  Mes'elesini  ve  melfuflarını  dün  almakla  bahtiyar
           oldum.
                  Evvelâ:  Muhterem  Sabri  Efendi'nin,  hakk-ı  âcizîde  ibraz
           buyurduğu  azîm  Teveccüh  ve  Takdir-i  Üstadaneleriyle  de  müsbet
           tevazu'ları  münasebetiyle  birkaç  söz  söylemeye  müsaadenizi  rica
           ediyorum. Şöyle ki: Bu fakir-i pür-taksir Kardeşinizde, çok mükerrem
           ve  muazzez  tanıdığı  Üstadının  bazı  hasletlerinden  denizden  katre
           nisbetinde vardır. Bu cümleden olmak üzere üç hâlimi arz edeceğim:

                  Birisi: Tâ küçük yaştan beri Lütf-u Hak'la Kur´ân'ın Hakikatına
           merak etmiş ve Taharri-i Hakikat yolunda bulunmuş, nihayet aradığımı
           Eğirdir'de  Üstad-ı  Muhteremimin  neşre  vasıta  olduğu  Sözler  ünvanlı
           Nurlarda  bulmuşumdur.  Bu  buluş,  beni  evvel'emirde  çirkâbdan
           Selâmete, felâketten Saadete, zulmetten Nura çıkardığı için Nurlara ve
           Hazret-i Kur´ân'a ve bu Nurların İzn-i Hak'la Naşiri, Mübelliği, Vaizi,
           Dellâlı  olan  Üstadıma  o  andan  itibaren  Ruhumda  lâ-yetezelzel  bir
           Muhabbet  ve  bir  alâka  ve  bir  merbutiyet  hasıl  olmuştur.  Yüzbin  kere
           hamd  ve  şükürler  olsun.  Nurlarla  alâkadar  olduğum  zamanlarda,
           dünyevî bütün lezzetlerin fevkinde büyük bir zevk ve havassımda azîm
           bir şevk hissediyorum.

                  İkincisi:  Ubudiyetin  iktiza  ettiği  ve  bu  Nurlardan  aldığım
           Derslerin  delalet  ettiği  vecihle  bütün  kusurları,  tekmil  fenalıkları
           nefsimden  ve  iyilikleri,  iyi  şeyleri  Allah'tan  biliyorum.  Nurlara  ve
           Kur´ân'a  Hizmeti  hasbî  olarak  arzu  ediyorum  ve  Neşrine  muvaffak
           olamadığım  için  Mü'minler  hesabına  çok  müteessir  oluyorum.  Bu
           halime de şükürler olsun.

                  Üçüncü  hâl  ve  hakikî  şahsiyetim:  Bunu  tarif  etmeğe  cidden
           hicab  duyarım.  Hemen  Cenab-ı  Allah'tan  dilerim;  beni  ve  bütün
           Kardeşlerimizi   nefis   ve   cinn  ve  ins  ve    şeytanların   mekrlerinden
                                                                ِ
           muhafaza eylesin ve dalalete sapanlardan eylemesin,  يمٓا.
                                                              َ
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62