Page 62 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 62
64 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDA
zaman gösterecek ve dillerde destan olarak şark ve garbı gezecek iti-
ِ
kadındayım. Ve للّٰا َ ه ءآش نا Avrupa'ya karşı dahi Kur´ânın ne kadar par-
ْ َ
ُ
lak bir güneş olduğunu gösterecektir.
Tekrar Ellerinizi öperek, Duanızı isterim Efendim Hazretleri.
S ü l e y m a n
* * *
(Şu fıkra Aklen Hulusi, Kalben Sabri, Vicdanen Husrev hükmünde olan
Re'fet Bey'in Mektubudur)
ِ
ِ
ِ
۪ ِ
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
هدمحب حبيُ َّلاا ء َ شَ نم ناو همساب
ْ َ
ْ َ
ْ
ْ
ُ َ ُ
ْ
ِّ
ِ
امئاد ا دب َا ه تا َكرب و ِ للّٰا ةمحر و مُكيَلع مَلاسلَا
ً َ
ُ ُ َ
ه َ َ َ
ُ َ ْ َ َ ْ ْ َ ُ َّ
ً
Bu defa Süleyman Efendi vasıtasıyla Yirmibeşinci Söz'ü, tashih
olunmak üzere huzur-u âlînize takdim ediyorum. İ'caz-ı Kur´ân elhak
bir Şâheserdir. İhtiva ettiği hayretbahş Hakaik itibariyle Âsâr-ı
Âliyenizin en mühimmidir. Mu'cizat-ı Ahmediye'yi okudum. Çok
mükemmel ve Ruha Ulviyet ve İnkişaf bahşeden çok kıymetdar bir
Eserdir. Şu kadar ki, Mu'cizat-ı Ahmediyenin en büyüğü Kur´ân-ı
Mu'ciz-ül Beyan olduğuna göre, İ’caz-ı Kur´ân'ın Ruhumda husule
getirdiği tebeddülât ve münderecatından ettiğim istifade çok azîmdir.
ِ
ِ ِ
بِاي َلا
Bu Eserinizle ي۪بم باتك ف َّلاا ِ َ و بْط ر َلاو Âyet-i Celile-
ٰ
َ
َ
َ
ُ
sinin muhtevi olduğu şümullü ve pek azametli olan Maânî-i Ulviye isbat
edilmiş oluyor. Bugünkü terakkiyat-ı fenniye ve ihtiraat-ı beşeriyeyi
kendi mahsulât-ı fikriyeleri addeden ve bir Hazine-i Hakaik olan
Kur´ân-ı Mu'ciz-ül Beyan'ı mühmel bırakarak Avrupa'dan İlim ve İrfan
dilenciliği yapan ve akıllı geçinen gafiller, beşerin dünyevî ve uhrevî
Saadetini temin edecek maâliyat ve Desatir-i Muazzama ile memlû
bulunan bu Âsâr-ı Muhteşemeyi bir nazar-ı insaf ve bir teyakkuz-u
ârifane ile mütalaa etselerdi, dalmış oldukları hâb-ı gafletten pek çabuk
uyanacaklardı. Fakat heyhat, bizler arpa anbarı içinde açlıktan ölen
tavuklara benzeriz. Elimizde bir Mecmua-yı Hakaik dururken ona karşı
göz yumar ve başkalarından istiane ederiz.
İ'caz-ı Kur´ân'ın yüksekliği hakkında ne yazsam azdır. Kalemim
onu tavsiften âcizdir. Kudret-i Kalemiyem olsaydı hakkını vermeye