Page 67 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 67

(Sabri'nin fıkrasıdır)

                  Lütufkâr ve İnayetkâr Üstadım Efendim Hazretleri!

                  Ramazan-ı Şerifin onuncu Cumartesi günü, saat onbir buçukta,
           herbir  nüktesi  nâmütenahî  Hikmet  ve  Hakikat  müjdelerini  havi  ve
           mübeşşir,  dokuz  nükteli  Ramazaniyeyi  aldım.  Ruhumun  fevkalâde
           muhtaç ve müştak bulunduğu ve nazirsiz eser-i pürnuru, o gece kemal-i
           fahr ve sürurla yazdım. Ve aslını yine Nis'li Hâfız Mahmud Efendi'ye
           teslim  ettim,  Hakkı  Efendi'ye  götürdü.  Ertesi  sabah  istinsah  ettiğim
           Risaleyi bir daha dikkatli okuyarak, hattımın Tevafukunu tashih ve Ali
           Efendi'ye  aid  bir  Mektub  yazdım.  Tam  imza  edeceğim  esnada,
           İslâmköyü'nden  bu  Vazifeye  manen  memur  bir  adam  geldi,  Ali
           Efendi'ye gönderdim. Ve şu ümidin fevkinde âni olarak gelen vasıta-i
           irsal,  Eserin  Kudsiyetine  sarih  ve  bâriz  bir  delil  olduğuna  şübhe
           kalmadı.

                  Üstad-ı  Azizim!  Bazan  Nurları  düşünüp,  hakikaten  pek  çok
           Hakaik  ve  Hikmetleri  ihtiva  ettiklerini  görüyordum.  Yalnız  şu  Şehr-i
           Rahmet  ve  Mağfiretin  İbadatından  olan  Sıyama  aid  bir  mevzu
           açılmadığını görerek, Üstadıma bir arîza takdim etsem ve otuz günden
           ibaret  olan  Ramazan-ı  Şerife  aid  Otuzuncu  Mektub  olmak  üzere,  bir
           niyazda  bulunmak  emelinde  iken,  bir  sebebe  binaen  şu  arzumdan
           feragat ettim.

                  İşte bu defa Külliyat-ı Nur'dan mebhus-u anha Risale, bu abd-i
           âcize hitaben, "senin Kalbindeki hafî bir arzu ve hissin, bizim Levha-i
           Manevîmizde  gayet  büyük  Harflerle  yazılıdır  ki,  işte  is'af  edildi"
           tarzında bana ihsan buyuruldu. Fakir de, Ruhumun mühim bir ihtiyacını
           temin  eden,  binler  Hikmet  ve  müjdeli  Ramazaniyeyi  alarak,  Kur´ân-ı
           Azîmüşşan'ı  inzal  edene  Secdeler  ve  Nurlar  Dellâl-ı  Âlîşanına  hadsiz
           teşekkürler  ile,  borçlu  olduğum  Dua-yı  Fâzılanelerine  müdavim
           bulunduğumu arzeylerim Efendim Hazretleri.
                                                                        S a b r i
                                           * * *
                  Ey Üstad!

                  Yirmiyedinci  Söz,  Müslümanları  sa'y  ü  gayretin  ve  bu  Ulvî
           Dinin Hizmetine teşvik ediyor. Bu Risale sanki ufukta bir hedef, Ehl-i
           İman için de bir Rehber.
                  Evet  bu  Söz,  Kalbler  içinde  bir  iştiyak,  iştiyak  içinde  bir  Nur
           olmuş.  Otuzüçüncü  Mektub  ise  Otuzüç  Penceresiyle  beraber,  Hakikat
           mayesiyle yoğrulmuş bir varlık. Bu kıymetli Eser, Ulviyet ve Kudsiyet
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72