Page 70 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 70

72                                                                              YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          buldum diye müstağrak-ı sürur oluyorum. Hemen Rabbim, Üstadımızı

                                                      ِ
          iki cihanda aziz ve gayelerine vâsıl eylesin,  يمٓا.
                                                    َ
                                                                       Z e k â i
                                          * * *

                 Ey Aziz Üstad,

                 Vakıa,  Emr-i  Âlîleri  Sözler'in  yazılması  hususunda  acele
          edilmemesi idi; fakat hiç mümkün mü ki, karşımda billurî sular akıtan
          ulu pınarın suyundan kana kana içmek için acele etmeyeyim. Malûm-u
          Âlîleri, bendeniz bu hususta  Vazifelerde çok  geç kaldım.  Bu cihetleri
          vuzuh  ile  görüp  idrak  ederken,  mümkün  mü  ki,  o  ulu  pınarın  billurî
          sularıyla  elimi  yüzümü  yıkamayayım,  Kalbimi  parlatmak  için  isti'cal
          göstermeyeyim.  Cenab-ı  Hakk'ın  azîm  bir  Lütfu  ki,  temin-i  maişetim
          için çalıştığım zamanlar arasında kıymetdar Risaleleri yazmak için vakit
          bulabiliyorum.  Bu  fırsatları  kaçırmak  istemediğim  içindir  ki,  acele
          ediyorum.  İsti'calimin  en  büyük  sebebi;  muhtaç  bulunduğum
          teselliyetkâr  Nurları,  o  Risalelerde  buluyorum.  Nasılki  içerisinde
          tevakkuf  imkânı  olmayan  tünellerden,  harîs  kumpanyalar  fazla  seyr  ü
          sefer  etmekle  iftihar  ederler.  Talebeniz  de  keza,  o  cihankıymet
          Risaleleri  ne  kadar  fazla  okur  yazarsam,  o  kadar  istifadebahş  ve
          müftehir olacağım.

                 Onaltıncı  Mektub'u  serâpâ  okudum.  Her  türlü  mezahim  ve
          meşakkate  karşı  gösterdiğiniz  sabır  ve  tevekküle  meftun  oldum.  O
          Sözler'i  okudukça,  bütün  mevcudiyetim  bir  ıssızlık  içinde  parlayacak
          zannettim. Tehacüm-ü ızdırab için hep güler yüzlü, güzel yüzlü sabırlar
          temenni ettim.

                 Yirmiüçüncü  Söz,  derinden  gelen  bir  sayha  gibi  insaniyete
          bağıran ve insanlara insanlıklarını ihtar eden ve en âlî makamlara sahib
          olmak  yollarını  gösteren  ve  karilerini  tekâmüle  sevkeden  ve  meşru
          aşklar  doğuran  ölmez  bir  teselli  hatırasıdır.  Sözü  uzatmaya  başladım.
          Yirmiüçüncü Söz'ü lâyıkıyla takdirden âcizim. Çünki o, bir Teselli ve
          Saadet Mayesidir.
                                                                 Ahmed Zekâi
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75