Page 72 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 72
74 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
hazîn hazîn ağlamaktan kendimi alamamakta idim. Hattâ yanımda
bulunan vâlideme dahi okudum. Okurken vâlidem ağlıyor, gözlerinden
yaşlar dökülüyordu. Ben de ağlamamak için nefsime cebrediyordum.
Diğer taraftan da, acaba tayyedilen kısmından da biraz yazılsa idi.
H u s r e v
* * *
Ey Üstad-ı Muazzam,
Atabey'e gelen Ramazan meyvesi olan ve Ramazan-ı Şerifin
Hikmetlerini bildiren Söz, bizi ikaz ve bilmediğimiz Hikmetleri tasrih
ediyor. Okuduğum her Söz, neşrettiğiniz o ulvî Hakikatler için âciz
lisanım tavsif ve takdirden âciz kalıyor. Ve görüyor ve anlıyorum ve
öyle İman ediyorum ki, bir zaman gelecek, bu Risalât-ül Envâr ve
Mektubat-ün Nur, için için ateşlenen, feveran eden bir dağ gibi hararetle
Nur-feşan bir menba' kuvvetine tesahub edecek. Ve belki de etmiştir.
Bir düğmesine basmakla her tarafı ziyaya müstağrak eden bir elektrik
dinamosu gibi, kendinden çok uzak mesafeleri ikaz ve irşad Nuruyla
ihata edecektir.
Nur'un eski Talebesi merhum
Lütfü'nün arkadaşı Z e k i
* * *
(Husrev'in bir fıkrasıdır)
Muhterem Efendim, Sevgili Üstadım,
Yirmidokuzuncu Mektub'un bir kısmını nasıl bulduğum ferman
buyuruluyor. Bu hususta ne yazabilirim, ne gibi bir fikir dermeyan
edebilirim? Risalelerin her birisinin Nurları bir; fakat mevzuları ayrı,
güzellikleri ayrı, latiflikleri ayrı, zevkleri ayrıdır. Bu Risalenin Nuru
diğer Risaleler gibi her tarafı parlak, her köşesi güzeldir. Bilhassa
Ruhlarımızı sızlatan, Kalblerimizi ağlatan bu hâl-i müessife dolayısıyla,
sevgili Üstadımdan bir şifa-yı âcil bekliyordum. Bu şifayı Yedinci,
Sekizinci, Dokuzuncu Nükteler beklediğim devayı vermiş ise de, binler
maslahat ve faideleri içinde yalnız bir maslahat için bile olmadığı halde
tebdil edilen Şeair-i İslâmiyeden bazıları, bizi çok me'yus ve müteessir
ediyor.
Fakat Sevgili Üstadım, zaman takarrüb etmiş olmalı ki; bir
taraftan