Page 57 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 57
Harun Yahya (Adnan Oktar) 55
Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim
üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği
ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü?
Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine
de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23)
İnsanı şirkten kurtarmak için ona verilmesi gereken en önemli
bilgi ise, gerçekte maddenin asıl mahiyeti ile ilgili "özlü bilgi"dir. Eğer
insan; maddesel evrenin gerçekte bir "hayal", yani bir "vehim" oldu-
ğunu hisseder ve tüm varlıkların gerçekte Allah'ın sıfatlarının tecel-
lisine mazhar olan birer "gölge varlık" olduğunu anlarsa, o zaman
tek gerçek varlığın ve dolayısıyla yegane ilahın Allah olduğunu kal-
ben kavrar.
Sonuçta insanın şirkten kurtulabilmesi; Allah'ı herşeyin üstünde
tutması, O'nu herşeyden daha fazla sevmesi ve O'nun hükmünden
başka hiçbir hükmü tanımaması ile olur. Bu ise, cahiliye toplumun-
daki yerleşik karakter ve zihin yapısının tümüyle yıkılıp, yerine
Kuran'a dayalı bir karakter ve zihin yapısının oturtulmasını gerekti-
rir. Tebliğ yapılan kişiden asıl beklenen hareket de budur, aksi halde
din ahlakı kendisine anlatılmış, ama ona itaat etmemiş bir kişi olarak
çok büyük bir azapla karşılık bulabilir.
Ancak kendi içindeki bu önemli değişikliği yapabilmesi için, ona
yardımcı olmak gerekir. İlk yapılması gerekenlerden biri, kendisine
gerçek İslam'ın anlatılmasıdır. Çünkü cahiliye toplumunda tanımış
olduğu din, bir sürü hurafe ve bid'atle karışmış olan çarpık bir model-
dir ve bu model yüzünden İslam'a karşı pek çok ön yargıya sahip
olması mümkündür. Ya da dini hiç tanımıyor olabilir. Bu nedenle, din
ahlakının bu gibi kişilere detaylı bir biçimde anlatılması şarttır.