Page 56 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 56
54 KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA
maktır. Kuran'ın ilk suresi olan Fatiha Suresi'nde geçen "Yalnızca
sana kulluk eder, yalnızca Senden yardım dileriz" (Fatiha
Suresi, 4) ayeti, bu katıksız imanın ifadesidir.
Zaten insan, fıtrat (yaratılış) yönünden tevhide inanmaya ve tev-
hide göre yaşamaya eğilimlidir. "Ben, cinleri ve insanları yalnız-
ca Bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat Suresi, 56)
hükmü, insanın sadece Allah'a kulluk etmek için var olduğunu haber
verir. Bu durumda insana düşen, yaratılış amacına uyarak "muvah-
hid" bir biçimde Allah'a ibadet etmektir. Yaratılışına uygun olan bu
olduğu için, en kolay yol da budur. Nitekim Kuran'da şöyle denir:
Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak
dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzeri-
ne yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme
yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak
insanların çoğu bilmezler. (Rum Suresi, 30)
Tebliğ yapılan kimseye anlatılacak en temel konu, işte bu şirk
ve tevhid konusudur. Ona, içinden çıktığı toplumun farkında olarak
ya da olmayarak pek çok yönden şirke düştüğü açıklanmalı, gerçek
imana kavuşmak içinse, Kuran’a tam uygun bir ahlak ve düşünce
yapısı geliştirmesi gerektiği anlatılmalıdır. Allah'ın dininden üstün
tuttuğu herşeyden yüz çevirmesi gerektiği bildirilmelidir.
Anlatılmalıdır ki, insanın değil herhangi bir varlığı, kendi istek ve
tutkularını Allah'ın emir ve yasaklarından üstün tutması başlı başına
büyük bir şirktir. Kuran'da bu tür insanlar, "kendi hevasını
(istek ve tutkularını) ilah edinenler" (Furkan Suresi, 43) ola-
rak tanımlanır ve Allah Kuran ayetlerinde bu kişilerin durumlarını
şu şekilde bildirir: