Page 60 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 60
58 KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA
rine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar.
Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulme-
denlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak. (Yunus
Suresi, 37-39)
Aslında tebliğdeki asıl hedef, konuşulan kişinin kendisine reh-
ber olarak Kuran'ı kabul etmesinin sağlanmasıdır. Aksi halde ger-
çek bir iman ve kurtuluş söz konusu olmaz. Kişi, cahiliye ahlakının
tüm kurallarını terk ederek, kendisine yalnızca ve yalnızca Kuran'ı
rehber edinen ve Kuran'ın her hükmüne de son derece titiz dav-
ranan bir mümin haline gelmelidir.
Bunun için de öncelikle Kuran'ı tanıması ve onun Allah'ın sözü
olduğuna inanması gerekir. Bu nedenle de tebliğ yapılan kişiye,
Kuran'ın Allah'tan gelen bir vahiy olduğuna ve indirilmesinden bu
yana tek bir harfinin dahi değişmediğine dair açık deliller gösteril-
melidir. Kuran'daki, "Rabbinin sözü, doğruluk bakımından
da, adalet bakımından da tastamamdır. O'nun sözlerini
değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir" (Enam
Suresi,115) ayetinden de açıkça anlaşıldığı gibi, Kuran'ı Allah indir-
miştir ve yine koruyarak bozulmasını engellemiştir. Bu korumayı
Allah, "Hiç şüphesiz, zikri (Kuran'ı) Biz indirdik Biz; onun
koruyucuları da gerçekten Biziz" (Hicr Suresi, 9) ayetiyle de
haber verir.
Kuran'ın korunmuş olmasının en önemli delillerinden biri, için-
de hiçbir çelişki ve çarpıklık barındırmamasıdır. 23 yıl içinde, farklı
olaylar üzerine ve farklı şartlara göre indirilmiş olan ayetlerin hiç-
biri bir diğeri ile çelişik bir bilgi ya da hüküm taşımazlar. Bu duruma
Allah şu ayetle dikkat çeker: