Page 220 - Kehf Suresinden Ahir Zamana İşaretler
P. 220

KEHF SURESİ'NDEN AHİR ZAMANA İŞARETLER


            aciz duruma düşeceklerini birçok ayetinde bildirmektedir. Bu ayetlerden bazıları
            şöyledir:
               Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez;
               inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin
               üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır. (Bakara Suresi, 6-7)
               … Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla gör-
               mezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta
               daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
               Allah, Hicr Suresi’nde ise bu insanların mucizeler görseler bile inanmayacak
            kadar büyülendiklerini şöyle bildirmektedir:
               Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de,
               mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz"
               diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)
               Bu kadar geniş bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olması, insanların gerçek-
            lerden bu kadar uzak tutulmaları ve 150 yıldır bu büyünün bozulmaması ise, keli-
            melerle anlatılamayacak kadar hayret verici bir durumdur. Çünkü, bir veya birkaç
            insanın imkansız senaryolara, saçmalık ve mantıksızlıklarla dolu iddialara inanmala-
            rı anlaşılabilir. Ancak dünyanın dört bir yanındaki insanların, şuursuz ve cansız
            atomların ani bir kararla biraraya gelip; olağanüstü bir organizasyon, disiplin, akıl ve
            şuur gösterip kusursuz bir sistemle işleyen evreni, canlılık için uygun olan her türlü
            özelliğe sahip olan Dünya gezegenini ve sayısız kompleks sistemle donatılmış canlı-
            ları meydana getirdiğine inanmasının, "büyü"den başka bir açıklaması yoktur.
               Nitekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan bazı kimselerin,
            yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini Hz. Musa ve Firavun arasında geçen
            bir olayla bizlere bildirmektedir. Hz. Musa, Firavun'a hak dini anlattığında, Firavun
            Hz. Musa'ya, kendi "bilgin büyücüleri" ile insanların toplandığı bir yerde karşılaş-
            masını söyler. Hz. Musa, büyücülerle karşılaştığında, büyücülere önce onların
            marifetlerini sergilemelerini emreder. Bu olayın anlatıldığı bir ayet şöyledir:
               (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyi-
               verdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldu-
               lar. (Araf Suresi, 116)

               Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmacalar"la  -Hz. Musa ve
            ona inananlar dışında- insanların hepsini büyüleyebilmişlerdir. Ancak, onların
            attıklarına karşılık Hz. Musa'nın ortaya koyduğu delil, onların bu büyüsünü, ayet-
            te bildirildiği gibi  "uydurduklarını yutmuş" yani etkisiz kılmıştır:




                                              218
   215   216   217   218   219   220   221   222