Page 121 - Hz. Musa (as)
P. 121
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Ev rim ci le rin en bü yük ya nıl gı la rın dan bir ta ne si de yu ka rı da tem si li res mi gö rü -
len ve il kel dün ya ola rak ni te len dir dik le ri or tam da can lı lı ğın ken di li ğin den olu -
şa bi le ce ği ni dü şün me le ri dir. Mil ler de ne yi gi bi ça lış ma lar la bu id di ala rı nı ka nıt -
la ma ya ça lış mış lar dır. An cak bi lim sel bul gu lar kar şı sın da yi ne ye nil gi ye uğ ra -
mış lar dır. Çün kü 1970'li yıl lar da el de edi len so nuç lar, il kel dün ya ola rak ni te len -
dirilen dönem deki at mos ferin yaşamın oluş ması için hiç bir şekil de uy gun ol -
madığını kanıt lamış tır.
Ha ya tın Komp leks Ya pı sı
Evrim teorisinin hayatın kökeni konusunda bu denli büyük bir açma-
za girmesinin başlıca nedeni, en basit sanılan canlı yapıların bile olağanüs-
tü derecede kompleks yapılara sahip olmasıdır. Canlı hücresi, insanoğlunun
yaptığı bütün teknolojik ürünlerden daha komplekstir. Öyle ki bugün dün-
yanın en gelişmiş laboratuvarlarında bile cansız maddeler biraraya getirile-
rek canlı bir hücre üretilememektedir.
Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken şartlar, asla rastlantılarla
açıklanamayacak kadar fazladır. Hücrenin en temel yapı taşı olan proteinle-
rin rastlantısal olarak sentezlenme ihtimali; 500 aminoasitlik ortalama bir
50
protein için, 10 950 'de 1'dir. Ancak matematikte 10 'de 1'den küçük olasılık-
lar pratik olarak "imkansız" sayılır. Hücrenin çekirdeğinde yer alan ve ge-
netik bilgiyi saklayan DNA molekülü ise, inanılmaz bir bilgi bankasıdır.
İnsan DNA'sının içerdiği bilginin, eğer kağıda dökülmeye kalkılsa, 500'er
sayfadan oluşan 900 ciltlik bir kütüphane oluşturacağı hesaplanmaktadır.
119