Page 125 - Hz. Musa (as)
P. 125
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Lamarck zü ra fa la rın cey lan ben ze ri
hay van lar dan tü re dik le ri ne ina nı yor -
du. Ona gö re ot la ra uzan ma ya ça lı şan
bu can lı la rın za man için de bo yun la rı
uza mış ve zü ra fa la ra dö nü şü ver miş -
ler di. Men del'in 1865 yı lın da keş fet ti ği
ka lı tım ka nun la rı, ya şam sı ra sın da ka -
za nı lan özel lik le rin son ra ki ne sil -
le re ak ta rıl ma sı nın müm -
kün ol ma dı ğı nı is pat la -
mış tır. Böy le ce La -
marck'ın zü ra fa ma sa lı
da ta ri he ka rış mış tır.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'ların son-
larında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın ismiyle neo-
Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal seleksiyonun yanına "fay-
dalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları, yani canlıların genlerinde rad-
yasyon gibi dış etkiler ya da kopyalama hataları sonucunda oluşan bozul-
maları ekledi.
Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen,
Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bu-
lunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gi-
bi sayısız kompleks organlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara
dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çare-
siz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmez-
123