Page 123 - Hz. Musa (as)
P. 123

Harun Yahya (Adnan Oktar)






                 Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha vardır: DNA, yalnız birtakım
             özelleşmiş proteinlerin (enzimlerin) yardımı ile eşlenebilir. Ama bu enzim-
             lerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler doğrultusunda gerçekleşir.
             Birbirine bağımlı olduklarından, eşlemenin meydana gelebilmesi için ikisi-
             nin de aynı anda var olmaları gerekir. Bu ise, hayatın kendiliğinden oluştu-
             ğu senaryosunu çıkmaza sokmaktadır. San Diego California Üniversite-
             si'nden ünlü evrimci Prof. Leslie Orgel, Scientific American dergisinin Ekim
             1994 tarihli sayısında bu gerçeği şöyle itiraf eder:
                 Son derece kompleks yapılara sahip olan proteinlerin ve nükleik asitlerin
                 (RNA ve DNA) aynı yerde ve aynı zamanda rastlantısal olarak oluşmaları aşırı
                 derecede ihtimal dışıdır. Ama bunların birisi olmadan diğerini elde etmek de
                 mümkün değildir. Dolayısıyla insan, yaşamın kimyasal yollarla ortaya çıkma-
                 sının asla mümkün olmadığı sonucuna varmak zorunda kalmaktadır. 6
                 Kuşkusuz eğer hayatın kör tesadüfler neticesinde kendi kendine orta-
             ya çıkması imkansız ise, bu durumda hayatın yaratıldığını kabul etmek ge-
             rekir. Bu gerçek, en temel amacı Yaratılış'ı reddetmek olan evrim teorisini
             açıkça geçersiz kılmaktadır.


                 Ev ri min Ha ya li Me ka niz ma la rı
                 Darwin'in teorisini geçersiz kılan ikinci büyük nokta, teorinin "evrim
             mekanizmaları" olarak öne sürdüğü iki kavramın da gerçekte hiçbir evrim-
             leştirici güce sahip olmadığının anlaşılmış olmasıdır.
                 Darwin, ortaya attığı evrim iddiasını tamamen "doğal seleksiyon" me-
             kanizmasına bağlamıştı. Bu mekanizmaya verdiği önem, kitabının isminden
             de açıkça anlaşılıyordu: Türlerin Kökeni, Doğal Seleksiyon Yoluyla...
                 Doğal seleksiyon, doğal seçme demektir. Doğadaki yaşam mücadelesi
             içinde, doğal şartlara uygun ve güçlü canlıların hayatta kalacağı düşüncesi-
             ne dayanır. Örneğin yırtıcı hayvanlar tarafından tehdit edilen bir geyik sü-
             rüsünde, daha hızlı koşabilen geyikler hayatta kalacaktır. Böylece geyik sü-
             rüsü, hızlı ve güçlü bireylerden oluşacaktır. Ama elbette bu mekanizma, ge-
             yikleri evrimleştirmez, onları başka bir canlı türüne, örneğin atlara dönüş-
             türmez. Dolayısıyla doğal seleksiyon mekanizması hiçbir evrimleştirici güce
             sahip değildir. Darwin de bu gerçeğin farkındaydı ve Türlerin Kökeni adlı



                                            121
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128