Page 159 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 159
Harun Yahya (Adnan Oktar)
reten Cenab-ı Allah, "hiç bilmeyecekleri bir yönden yavaş
yavaş onları helake sürükleriz" diyor. Mesela münafık hiç-
bir şey olmayacak sanıyor. Çünkü önce münafık ne yapar, teh-
likeden korkuyor, riskten korkuyor, aman "bana zarar gelme-
sin, keyfime zarar gelmesin, malıma mülküme zarar gelmesin"
diye düşünüyor. Kendince at sineği gibi kaçar o. Mesela domu-
zun da değil mi böyle çirkin yerlerine sinek konar ve emer
orada, kan emer. Münafıklar da böyle domuzun çirkin yerine
konmuş sinek gibidir, at sineği gibidir, orada emer o. Ama o
pisliği de çeker onu. O pis ortamı, o iğrençliği de yaşar aynı
zamanda. Kanı emer, ama iğrenç kanı, fakat onun iğrençliği, o
pis ortam da onu çökertir. Münafığın kendine has pis bir
kokusu vardır, pis bir elektriği vardır, o onu yakar. Allah
Kuran'da buna işareten, tabi çok hikmeti vardır "yavaş yavaş
onları helake sürükleriz" diyor. Yavaş yavaş kendi içinde
kavrulur ve çöker. Cehennemde de Allah, "sonsuz azap vere-
ceğim" diyor. "Sonsuza kadar azap vereceğim" diyor. Güya
tehlikeden kurtulmuş oluyor, ama en büyük tehlikenin
ve belanın içine girmiş oluyor. Orada tehlike var. Orada
direk olayın kendisi var, direk belanın içine girmiş oluyor.
Münafıkların dün detaycılığını anlatmıştık. Münafık aynı
zamanda kendi detayda boğulan, ama Müslümanları da
detayda boğmaya çalışan bir varlık. Yani Müslümanları da
kendi kafasına çekmeye çalışır. Onları da boğmaya çalışır, ama
Müslüman Kuran'ın ferasetiyle, İslam'ın sade, net bir din oldu-
ğunu bilir. Kuran kendi içinde kendini korur zaten.
Kuran'a tabi olan da kendini çok iyi korur, etkilenmez.
157