Page 167 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 167
Harun Yahya (Adnan Oktar)
OKTAR BABUNA: "... Bunlar, pek azı dışında zorlu-
savaşlara gelmezler..."
ADNAN OKTAR: Kaçırdıysa elinden, Müslüman gittiyse
ona, hicret edip kurtulduysa ona diyor ki: "bize gelin" Yani
ağzından kanlar akan bir sırtlan. Böyle kanlı pençesiyle çağırı-
yor "gel" diye. Yapışmış domuzun bilmem neresine. Emiyor,
onu da çağırıyor, "gel buraya" diyor. "Burası çok iyi bir yer"
diyor. "Niye gelmem gerekiyor?" diyor. "Kan bağı var" diyor,
kan bağı. Müslüman da diyor ki "ben iman bağına göre kardeş
olurum, iman" diyor. "Sen benim kardeşim değilsin" diyor. "Sen
münafıksın" diyor. Münafık ayrıdır, kan bağına göre olmaz.
İman bağına. Bak Allah diyor ki "kardeşler olarak sabahladınız"
İman kardeşliği vardır. Kana göre kardeşlik olmaz. Olur mu
öyle şey?
OKTAR BABUNA: "(Geldiklerinde de) Size karşı
'cimri ve bencildirler..."
ADNAN OKTAR: Para vermek en onlara koyan konu
budur. Münafığa acayip kor. Bin pişman olur verdikten sonra.
Onun bir de derdine düşer. Ömrü boyunca onun ateşiyle
yanar. Allah onlara bela olarak veriyor ve bencil. Sırf kendini
düşünür münafık. Köpek gibi. Aç köpek gibi. Kendi yemeğinin
peşinde, kendi kurtuluşunun peşindedir. Aşiretini de gelir geti-
recek varlıklar olarak gördüğü için onun için kendine doğru
çağırır. "Gelin, sizden de bir şeyler elde edeyim." Onların da
kendinden güçlü olacağını düşünür. O yüzdendir, yoksa iman
bağıyla değil. Onların imanı ilgilendirmez. Münafığı ilgilendirse
165