Page 188 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 188
Münafıklıkla Mücadelenin Önemi
Mesela samimi bazen itiraflarda bulunabilir. Samimi gibi
görünen. Orada da oyuna gelmemek lazım, dikkatli
olmak lazım. "Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm
yoktu, yalnızca sizi çağırdım", felaketten sonra, adamı
batırdıktan sonra görüyor musun? Tam böyle hain, "yalnızca
sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz." Kabus gibi adam,
"siz de bana icabet ettiniz", doğru söylüyor ama mahvetmiş
adamı. "Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın."
Kendini yine kendini temize çıkarıyor. "Beni kınamayın" diyor.
Sen değil misin milletin bu hale gelmesine sebep olan? Doğru,
o adamın onu yapmaması gerekiyordu, ayrı. Ama, "beni kına-
mayın" diyor. Kınanmak da istemiyor, enaniyetinden. Halbuki
demesi lazım ki, "evet ben de öyleyim, sen de öylesin" demesi
gerekiyor, demiyor. "Öyleyse beni kınamayın, siz kendini-
zi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim", sanki ondan öyle
bir şey bekleyen varmış gibi, "kurtaracak değilim" diyor. O da
yine manyaklığının bir alameti. "Siz de beni kurtaracak
değilsiniz." Zaten onlar da zavallı, belli değil mi? "Doğrusu
daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım." Yani müna-
fık, doğru söylüyor, öyle bir şey tanımıyor, ama münafık
karakterinde bu vardır. Gizler, gizler, gizler, gizler, giz-
ler, mahvettikten sonra ortaya çıkar. Yani hedefine ulaş-
tıktan sonra. Hedefine ulaşmadan münafık asla kendini
beyan etmiyor, görüyorsunuz. Kendini de mahvedip,
Müslümanları da mahvettiğini düşündüğünde, yahut
kimse o hedefi, ondan sonra dili çözülüyor. Çünkü artık
186