Page 51 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 51
Harun Yahya (Adnan Oktar)
OKTAR BABUNA: "Münafıklar sana geldikleri zaman:
"Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak
Allah'ın elçisisin" dediler. Allah da bilir ki sen elbette
O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söyle-
diklerine şahidlik eder." (Münafikun Suresi, 1)
ADNAN OKTAR: Yani Peygamber olmadığına... Mesela
Hz. Mehdi (as)'ın da karşısında, ona Mehdi olduğunu ima ede-
cekler, fakat kalben müthiş nefret ettiği için kendi başlarına
olduklarında tam tersini söyleyecekler. Onların Müslümanların
yanında yaptıkları açıklamalar, konuşmalar hepsi usulen olan
konuşmalardır. Gerçeğinde son derece sahtekar ve deli tıynetli
oluyorlar, dengesiz oluyorlar.
OKTAR BABUNA: "Allah'ın ayetleri size okunuyor-
ken ve O'nun elçisi içinizdeyken nasıl oluyor da inkar
ediyorsunuz?.." (Al-i İmran Suresi, 101)
"... Fakat iş, kesinlik ve kararlılık gerektirdiği zaman,
şayet Allah'a sadakat gösterselerdi, şüphesiz onlar için
daha hayırlı olurdu." (Muhammed Suresi, 21)
ADNAN OKTAR: Münafık çok korkak olur, çok aşağı-
lık. Nerede kolaylık varsa, nerede yiyecek varsa pislik böceği
gibi o oraya gider. Mesela pislik böceği sıcağı sevmez, kaçar.
Hep leşin yanına gider. Ama o leş kokusu ve leş yiyeceği onla-
rı mahveder. Adım adım çürürler. Münafığın münafıkla
beraber yaşaması, kaderde Allah'ın yarattığı bir özellik-
tir. Fakat ikisi birbirini yakan bir sistemdir; münafık
münafığı yakar, kavurur. Münafığın yüzüne baktıkça o onu
49