Page 52 - Deniz Altındaki Muhteşem Dünya
P. 52
DENİZ ALTINDAKİ
MUHTEŞEM DÜNYA
daki balık elbette ki ölecektir. Eğer Darwinist iddialara göre canlıdaki bu hayali
değişimler karaya çıktığında oluşacaksa, bu durumda canlı metabolizması ve
fizyolojisi tamamen suya ayarlı olduğu için bu ortamda da canlının bekleyecek
vakti yoktur. Çoğu zaman Darwinistler günümüzde varlığını sürdüren hem
karada hem de suda yaşayabilen canlıları (amfibiler) iddialarını desteklemek
için kullanırlar. Oysa bu da büyük bir aldatmacadır. Bu canlılar, her iki ortama
uygun, tamamen farklı bir metabolizma ile yaratılmışlardır. Su-
da yaşayan bir canlı karaya çıktığında veya yaşadığı ortam-
da, bir kara canlısına dönüşemeyeceği gibi, bir amfibiye
de dönüşemez.
Bütün bu imkansızlıkların yanı sıra, bu hayali
dönüşüm için gereken özelliklerin tamamı canlının
genlerinde kusursuzca düzenlenmeli, bununla bir-
likte olağanüstü kompleksliklere sahip gen havu-
zuna da eklenmeli ve üstelik sonraki nesillere ak-
tarılabilmesi için üreme, genlerinde gerçekleşme-
lidir. Tesadüflerden beklenen bu zorlu görev, apa-
çık bir hayaldir. Gen üzerinde gerçekleşecek her-
hangi bir tesadüfi müdahalenin bu olağanüstü kom-
pleks sisteme zarar getirme ihtimali bilimsel olarak
%99, etkisiz kalma ihtimali ise %1'dir. Durum böyleyken
tesadüfleri birer kahraman, hatta bir yaratıcı güç (Allah'ı
tenzih ederiz) olarak lanse etmeye çalışmak büyük bir
mantık hezimetidir, kapsamlı bir aldatmacadır. Açıktır ki,
canlıların var oldukları ortama uyumlu, mükemmel yapıları-
nı, Darwinist hikayelerle açıklamak imkansızdır.
Şayet doğada gerçekten bir evrim süreci olsaydı, bu evrim
sürecinin delillerini bulmak oldukça kolay olurdu. Şu anda biz-
lere milyarlarca örnek sunan fosil kayıtları, böyle bir evrim
sürecinin varlığını gösteren yine milyarlarca ara fosil örneği
ile dolu olurdu. Ara canlılar, yarı gelişmiş canlılar, mutasyo-
nunu tamamlayamamış garip varlıklar, elenenler, kaza-
nanlar, yeni gelişen organlar, körelen organlar, kısaca bu
gelişim dönemini gösteren tüm garip ucube varlıkların
fosillerinin bulunması gerekirdi. Üstelik bu fosillerin sa-
yısı, tam gelişmiş, mükemmel canlılara oranla çok daha
fazla olmalıydı. Tabi, canlıların tümü bu
hayali hikayeye göre sürekli evrim süreci
içinde olduklarından, söz konusu fosil ka-
50