Page 77 - Şeytanın Enaniyeti
P. 77
Harun Yahya (Adnan Oktar) 75
Firavun'un da ondan önce helak edilen diğer kavimlerin de
ortak özellikleri enaniyet sahibi olmalarıdır. İçlerindeki büyük-
lük arzusu Allah'ın elçisini tanımalarını ve ona itaat etmelerini
engellemiştir.Tabii ki bu davranışları hem dünyada hem de ahi-
rette azaba uğramalarına neden olmuştur. Firavun'un enaniye-
tini anlatırken hem Kuran'da bahsedilen kavimlerle, hem tarih-
teki enaniyetli insanlarla ve hem de günümüzle bağlantı kur-
mak, konunun öneminin anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Firavun ve çevresinin Allah'ın elçisine karşı gösterdikleri ta-
vır, bütün sapkın kavimlerde görülmüştür. Bu insanları Allah'ı ve
elçisini tanımayacak kadar büyük bir kibir kaplamış, öyle ki bu,
elçilerle ve Allah'ın ayetleriyle alay etmeye kadar varmıştır. Bu
durum ayetlerde şöyle haber verilmektedir:
Andolsun, Biz Musa'yı, Firavun ve onun 'önde gelen
çevresine' ayetlerimizle gönderdik. O da dedi ki:
'Gerçekten ben, alemlerin Rabbinin elçisiyim.' Fakat
onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün,
onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar. (Zuhruf Suresi,
46-47)
Firavun'un en belirgin özelliklerinden biri de, lideri şeytan
gibi zahiri değerlere önem vermiş olmasıdır. Kendi yanlış ölçü-
leriyle ve bozuk mantık yapısıyla olayları akılcı değerlendire-
memiş, dolayısıyla da Hz. Musa'nın üstünlüğünü kavrayamamış-
tır.Çünkü ona göre üstünlüğün ölçüsü dünyevi birtakım değer-
ler (mal, güç, iktidar)dir. Firavun'un bu bozuk bakış açısı Ku-
ran'da şöyle tarif edilmiştir:
Firavun, kendi kavmi içinde bağırdı: dedi ki: Ey kav-
mim, Mısır'ın mülkü ve şu altımda akmakta olan ne-
hirler benim değil mi? Yine de görmeyecek misiniz?
Yoksa ben, şundan daha hayırlı değil miyim ki, o, aşa-