Page 97 - Şeytanın Enaniyeti
P. 97
Harun Yahya (Adnan Oktar) 95
Önde gelenlerden bazıları büyüklenmede öyle ileri gitmiş-
lerdir ki kendilerine de peygamber gibi vahiy gelmedikçe iman
etmeyeceklerini ilan etmişlerdir:
Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hile-
li- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarla-
rı kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine
kurarlar da bunun şuuruna varmazlar. Onlara ne za-
man bir ayet gelse, derler ki: "Allah'ın elçilerine veri-
lenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin ola-
rak inanmayacağız." Allah, elçiliğini nereye vereceği-
ni daha iyi bilir. Bu, suçlu-günahkarlara, kurdukları
hileli-düzenleri nedeniyle şiddetli bir azab ve Allah
Katında bir küçüklük isabet edecektir. (Enam Suresi,
123-124)
Böyle bir tavır içine girmelerinin en büyük sebeplerinden
birisi, elçileri Allah'ın seçip göndermiş olmasını hazmedeme-
meleri,elçilere tabi olup onlara itaat etmeyi kendi makam,şöh-
ret, zenginlik ve itibarlarına yakıştıramamalarıdır. Bu yüzden
her devirde kavimlerin inkarcı önde gelenleri kendilerine gön-
derilen elçileri,kurulu düzenlerine,halkın gözündeki makam ve
itibarlarına yönelik bir tehdit olarak görmüşlerdir. Bu durum
onların peygamberler ve tebliğ ettikleri gerçekler karşısında
kibir ve nefretlerini ortaya dökmelerine yol açmıştır.
"Kavmin önde gelenleri" kavramı her dönemde, her top-
lumda var olan "elit" kesimi tanımlar. Bilindiği gibi elit kesimin
özelliği, malca-mülkçe çok zengin, hatırı sayılır kişiler olmaları,
"çevrelerinin" kuvvetli olması, kısaca zahiri bir güce sahip ol-
malarıdır. Bu sayılan özellikler kitabın başında da anlatıldığı gibi
iman etmeyen, akledemeyen kimselerde enaniyete, kibire se-
bep olmaktadır. Bu kişiler zahiri özelliklerine (mal, servet, güç,
iktidar vs.) güvenerek toplumda söz sahibi olmak isterler. Öy-