Page 133 - Gözdeki Mucize
P. 133
Adnan Oktar (Harun Yahya)
şey bilmeden çıkarıldığı ve görme, işitme duyularının ve gönüllerin
insana şükretmesi için verildiğinden bahsedilir:
Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkar-
dı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını)
ve gönüller verdi. (Nahl Suresi, 78)
Gör me de Işı ğın Ro lü
Işık dünyayı insanın gözlerine taşıyan bir aracıdır. Fakat gerek
yapısı gerekse de teknik özellikleri halen çözülememiştir. Işığın
tanımının net olarak yapılamamasının nedeni; kütlesinin ve hacmi-
nin olmamasıdır. Işık hakkında yapılmış araştırmaları biraraya
getirmeye kalksak ciltler dolusu kitap yazmamız gerekir. Üstelik
elde edeceğimiz eser de bir fizik kitabından öteye geçemeyecektir.
Bu yazının esas amacı ise her an iç içe olduğumuz ışığın mucizevi
yönü hakkında düşünülmesini sağlamaktır.
Işı ğı Na sıl Al gı la rız?
Dış dünyayla en önemli bağlantımızı sağlayan duyunun görme
duyumuz olduğunu biliyoruz. Fakat insanların çoğu gördükleri
görüntünün aslında çok kısıtlı olduğunu bilmezler. Öyle ki göze
giren ışığın ancak %10'u alıcı hücrelere ulaşır. Çoğu yansıtılır veya
gözün diğer kısımlarında emilir. 40
İnsanın göremediği, farklı dalga boyları olan farklı ışık çeşitleri
de vardır. Uzayın derinliklerinden gelen kozmik ışınlar, X ışınları,
gamma ışınları, insan vücudundan çıkan radyasyon, mor ötesi ışın-
lar, kızıl ötesi ışınlar insan gözü tarafından algılanamazlar. Çünkü
insan gözü sadece belirli dalga boyları arasındaki ışığı algılayabilir.
Görülebilen ışık, mor ötesi ile kızıl ötesi dalga boylarının arasında
kalan bölümdür.
İnfrared kelime olarak "kırmızı ötesi" demektir. Gözün gördü-
131