Page 189 - Gözdeki Mucize
P. 189
ünyaya geldikleri günden itibaren
D insanlara toplum tarafından verilen
bazı telkinler vardır. Bu telkinlerden biri ve belki de en önemli-
si, ancak gözle görülebilenlerin var oldukları, gözle görülme-
yenlerin ise bir gerçekliğinin olmadığı şeklindeki yanlış anlayış-
tır. Bu anlayış toplumun önemli bir kesimi tarafından kabul
görmüş ve nesilden nesile hiç sorgulanmadan, bu şekilde akta-
rılmıştır.
Oysa insan bir an olsun aldığı telkinlerden sıyrılıp tarafsız-
ca düşünmeye başladığında çok farklı, çok etkileyici bir gerçek-
le karşılaşır. Bu gerçek şudur:
Doğduğumuz andan itibaren çevremizde gördüğümüz her
şey; insanlar, hayvanlar, çiçekler, o çiçeklere ait renkler, koku-
lar, meyveler, meyvelerden bize ulaşan tatlar, gezegenler, yıl-
dızlar, dağlar, taşlar, evler, uzay, kısacası her şey beş duyumu-
zun bize sunduğu algılardır. Bu konuyu daha anlaşılır kılmak
için öncelikle dış dünya hakkında bize bilgi veren duyularımız-
dan söz edebiliriz.
Görme, duyma, koklama, tat alma, dokunma duyularımı-
zın tamamı birbirlerine benzer bir işleyişe sahiptirler. Dışarıda-
ki nesnelerden gelen etkiler (ses, koku, tat, görüntü, sertlik vs.),
sinirlerimiz vasıtasıyla beyindeki duyu merkezlerine aktarılır-
lar. Beyne ulaşan söz konusu etkilerin tamamı elektrik sinyalle-
rinden ibarettir. Örneğin görme işlemi sırasında dışarıdaki bir
kaynaktan gelen ışık demetleri (fotonlar) gözün arka tarafındaki
retinaya ulaşır ve burada bir dizi işlem sonucunda elektrik sin-
yallerine dönüştürülürler. Bu sinyaller, sinirler vasıtasıyla bey-
187