Page 192 - Gözdeki Mucize
P. 192
Gözdeki Mucize
Özetle beynimizin dışında var olan maddesel dünyanın aslına
ulaşmamız imkansızdır. Muhatap olduğumuz tüm nesneler, ger-
çekte görme, işitme, dokunma gibi algıların toplamından ibarettir.
Algı merkezlerindeki bilgileri değerlendirirken, yaşamımız boyun-
ca maddenin bizim dışımızda var olan "aslı" ile değil, beynimizdeki
kopyaları ile muhatap oluruz ve bu kopyaları dışımızdaki gerçek
madde zannederek yanılırız.
Buraya kadar anlatılanlar bugün bilim tarafından kesin olarak
ispatlanmış, apaçık gerçeklerdir. Hangi bilim adamına sorsanız bu
sistemlerin işleyişini, içinde yaşadığınız dünyanın aslında beyniniz-
de algılanan bir hisler bütünü olduğunu sizlere anlatabilir. Örneğin
İngiliz fizikçi John Gribbin beynin yaptığı yorumlarla ilgili olarak
şöyle demektedir:
... Duyularımız ise, dış dünyadan gelen uyarıların beynimizdeki bir
yorumu niteliğindedir, sanki bahçede bir ağaç varmış gibi... Fakat bey-
nim; duyularımın süzgecinden geçen uyarıları algılar. Ağaç sadece bir
uyarıdır. O halde hangisi gerçektir? Duyularımın ortaya çıkardığı ağaç
mı, yoksa bahçedeki ağaç mı? 61
Kuşkusuz bu, üzerinde detaylı olarak düşünülmesi gereken
çok önemli bir gerçektir. Buraya kadar anlattığımız fiziksel gerçek-
ler bizi tartışılmaz bir sonuca ulaştırır: Bizim gördüğümüz, dokun-
duğumuz, duyduğumuz ve adına "madde", "dünya" ya da "evren"
dediğimiz kavramlar, aslında beynimizde yorumlanan elektrik sin-
yalleridir. Biz hiçbir zaman maddenin, beynimiz dışında var olan
aslına ulaşamayız. Ancak dış dünyanın beynimizde oluşan görün-
tüsünü görür, duyar ve tadarız.
Örneğin meyve yiyen biri, aslında meyvenin beynindeki algı-
sıyla muhataptır, dış dünyada var olan aslıyla değil. Kişinin
"meyve" diye nitelendirdiği şey, meyvenin biçimi, tadı, kokusu ve
sertliğine ait elektriksel bilginin beyinde algılanmasından ibarettir.
Eğer beyne giden görme sinirini keserseniz, meyve görüntüsü de
190