Page 196 - Gözdeki Mucize
P. 196

Gözdeki Mucize


            hisler beyniniz tarafından bir oda görüntüsü olarak yorumlanır.

            Yani siz bir odanın içinde oturduğunuzu düşünürken aslında oda
            sizin içinizde, beyninizdedir. Odanın beyinde bulunduğu daha
            doğrusu algılandığı yer ise, son derece küçük, karanlık, sessiz bir
            alandır. Ama her nasılsa bu daracık alanın içerisine ufka baktığınız-
            da gördüğünüz uçsuz bucaksız manzara sığmaktadır. Siz içinde

            oturduğunuz dar odayı da, çok geniş bir deniz manzarasını da aynı
            yerde algılarsınız.
                 Dış dünyadaki sinyalleri yorumlayıp anlamlı hale getiren,

            bizim beynimizdir. Örneğin duyma algısını ele alalım. Kulağımızın
            içine gelen ses dalgalarının yorumunu yaparak onu bir senfoniye
            çeviren aslında beynimizdir. Yani müzik, beynimizin oluşturduğu
            bir algıdır. Renkler aslında gözümüze ulaşan ışığın farklı dalga boy-
            larıdır. Bu farklı dalga boylarını renklere çeviren yine beynimizdir.

            Dış dünyada renk yoktur. Ne elma kırmızı, ne gökyüzü mavi, ne de
            ağaçlar yeşildir. Onlar, sadece öyle algıladığımız için öyledirler.
                 Nitekim gözdeki retinada oluşan küçük bir bozukluk renk kör-

            lüğüne sebep olur. Kimi insan maviyi yeşil, kimisi kırmızıyı mavi
            olarak algılar. Bu noktadan sonra dışarıdaki nesnenin renkli olup
            olmaması önemli değildir. Ünlü düşünür Berkeley de bu gerçeğe şu
            sözleriyle dikkat çekmektedir:


                 İlkin renklerin, kokuların, vb. "gerçekten var olduğu" sanıldı; ama daha
                 sonra, bu çeşit görüşler reddedildi ve görüldü ki, bunlar duyumlarımız
                 sayesinde vardır. 62

                 Sonuç olarak; biz nesneleri onlar renkli olduğundan ya da dışa-
            rıda maddi bir varlığa sahip olduklarından renkli görmeyiz. Çünkü,
            varlıklara yüklediğimiz tüm nitelikler, "dış dünyada" değil, içimiz-
            dedir.

                 İşte bu da belki de bugüne kadar birçok insanın hiç düşünme-
            diği bir gerçektir.




                                              194
   191   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201