Page 270 - Nasıl Bir Yemen
P. 270

Nasıl Bir Yemen?


                 N Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar

                 Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın
            son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-
            Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı -
            na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen -
            le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da
            olu şan  bo zul ma la rı  ek le di.  Bugün  de  hala  bilimsel  olarak  geçersiz
            olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
            Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün,
            bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organla-
            rının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
            cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık
            bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksi-
            ne her zaman için canlılara zarar verirler.
                 Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
            tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar
            verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
                 Mu tas yon lar  kü çük,  ras ge le  ve  za rar lı dır lar.  Çok  en der  ola rak
                 mey da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik,
                 mu tas yon la rın  ev rim sel  bir  ge liş me  mey da na  ge ti re me ye ce ği ni
                 gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da mey -
                 da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim, ya et ki siz ola cak tır ya
                 da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le cek ras ge le bir de ği şim
                 kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le za rar ve re cek



                                                                  bacak
                                   anten
        Ev rim ci ler yüz yı lın ba şın -
                                                   gözler
        dan be ri si nek le ri mu tas yo -
        na uğ ra ta rak, fay da lı mu -
        tas yon ör ne ği oluş tur ma ya
        ça lış tı lar. An cak on  yıl lar ca
        sü ren bu ça ba la rın so nu -
        cun da el de edi len tek so -
        nuç, sa kat, has ta lık lı ve ku -
        sur lu si nek ler ol du. En
        solda, nor mal bir mey ve si -
        ne ği nin ka fa sı ve sağ da
        mu tas yo na uğ ra mış di ğer             ağız
        bir mey ve si ne ği.


                                             268
   265   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275