Page 271 - Nasıl Bir Yemen
P. 271

Adnan Oktar
                                       (Harun Yahya)


                ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri ge liş -
                tir mez, ona yı kım ge ti rir. (Charles Darwin, The Origin of Speci-
                es: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press,
                1964, s. 179)
                Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren
           mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu
           görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" olarak gös-
           terdiği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan
           genetik olaylardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen etkisi de kan-
           serdir.) Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizması" olamaz.
           Doğal seleksiyon ise, Darwin'in de kabul ettiği gibi, "tek başına hiçbir şey
           yapamaz." Bu gerçek bizlere doğada hiçbir "evrim mekanizması" olmadı-
           ğını göstermektedir. Evrim mekanizması olmadığına göre de, evrim
           denen hayali süreç yaşanmış olamaz.

                F Fo sil Ka yıt la rı: Ara Form lar dan Eser Yok

                Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun
           en açık göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
                Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirle-
           rinden türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir
           diğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teo-
           riye göre bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman dili-
           mini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.
                Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız
           "ara türler"in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.
                Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yan-
           dan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürün-
           gen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken,
           bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya
           çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat,
           eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış oldukla-
           rına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.
                Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayı-
           larının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ayrı-
           ca bu garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması
           gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:



                                             269
   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276