Page 569 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 569

Harun Yahya






                 Sosyal Darwinizm'in en vahşi uygulayıcıları ise ırkçılardı. Darwinist ırkçılar arasında en tehlikelisi
             de elbette Nazi ideologları ve hareketin lideri olan Adolf Hitler'di. Naziler, Darwin'in teorisini kendile-
             rine temel alarak, hem öjeni (Darwin'in kuzeni Francis Galton'un, kötü genlerin ayıklanmasıyla toplu-
             mun daha nitelikli bireylerden oluşturulabileceğine ilişkin iddiası) kanunlarını uyguladılar, hem de soy-

             kırım cinayetlerini gerçekleştirdiler. Sosyal Darwinizm'in en ağır bilançosu Nazizm eliyle oldu. Naziler,
             Darwinist söylemleri sanki kendilerine bir haklılık kazandıracakmış gibi paravan olarak kullandılar;
             Darwinist bilim adamlarının da danışmanlığı ile, aşağı ırk saydıkları Yahudileri, Çingeneleri, Doğu Av-
             rupalıları soykırıma uğrattılar; akıl hastalarını, özürlüleri, yaşlıları gaz odalarında katlettiler. Tüm bu ci-

             nayetleri en acımasız yöntemlerle gerçekleştirdiler. 20. yüzyılda, dünyanın gözü önünde sosyal Darwi-
             nizm adına milyonlarca cinayet işlendi.
                 Darwin'in kuzeni Francis Galton'un önderliği ile başlayan öjeni hareketi ise, sosyal Darwinizm'in
             ayrı bir felaket ürünü olarak ortaya çıktı. Doğal seleksiyonu hızlandırmak için, insan eliyle bir seçilim

             olması gerektiğini öne süren ve böylece insan türünü daha hızlı geliştireceklerini sanan öjeni taraftarla-
             rı, Amerika'dan İsveç'e kadar birçok ülkede kendilerince "gereksiz" gördükleri insanları zorla kısırlaştır-
             dılar. Ailelerinin haberi ve izni olmadan yüz binlerce insan, kendi rızası dışında, insan yerine konmaya-
             rak ameliyat edildi. Öjeninin en zalim uygulamaları ise Nazi Almanyası'nda gerçekleşti. Naziler önce

             toplumdaki sakat, zeka özürlü veya kalıtsal hastalıkları olan insanları kısırlaştırdılar; sonra bununla ye-
             tinmeyerek bu mazlum insanları topluca öldürmeye başladılar. Yüz binlerce suçsuz insan, sadece eli,
             parmağı, bacağı olmadığı veya yaşlandığı için öldürüldü.
                 Hiç şüphesiz bu, din ahlakında kesinlikle yeri olmayan çok büyük bir zulüm ve vahşettir. Allah in-

             sanlara, ihtiyaç içinde olanları koruyup kollamalarını emretmiştir. Fakirlerin ihtiyaçlarını karşılamak;
             özürlü insanlara karşı şefkatli ve merhametli olmak, onların haklarını gözetip korumak; toplum içinde
             yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak din ahlakının gereği olan güzel ahlak özellikleridir. Allah'ın em-
             rettiği ahlakı göz ardı edenler ise, hem kendilerini hem de içinde yaşadıkları toplumları büyük felekat-

             lerin içine sürüklemektedirler. Sosyal Darwinizm'in neden olduğu belalar bu gerçeğin en çarpıcı örnek-
             lerindendir.
                 Sosyal Darwinizm'in sözde geçerlilik kazandırdığı felaketlerden bir diğeri ise sömürgeciliktir. Sö-
             mürgeci devletlerin o dönemki bazı yöneticileri, sömürgelerine karşı takın-

             dıkları acımasız tutumlarını sosyal Darwinizm'in bilim, akıl ve mantık açı-
             sından hiçbir tutarlılığı ve geçerliliği olmayan tezleriyle kendilerince haklı
             göstermeye çalıştılar. "Aşağı ırk"ların "üstün ırk" tarafından kontrol altında
             tutulması gerektiğini, bunun doğanın bir kanunu olduğunu iddia ederek

             zulme dayalı emperyalist politikalarını sözde bilimsel bir temele yerleştir-
             diler.
                 20. yüzyılda meydana gelen iki büyük dünya sa-
             vaşında ise taraflar sosyal Darwinizm'in çarpık

             mantıklarını kullanarak, savaşları kaçınılmaz
             olaylar gibi göstermeye çalıştılar. Masum ve
             zavallı insanların katledilmelerini; evlerinin,
             işlerinin, tarlalarının, hayvanlarının yakılıp

             yıkılmasını; milyonlarca insanın evlerinden,
             yurtlarından olmalarını; bebeklerin ve çocuk-
             ların dahi umursuzca öldürülmelerini son de-
                                                                                                              Naziler, zihinsel veya kal›t-
             rece mantıksız sosyal Darwinist iddialarla in-
                                                                                                               sal hastal›¤› olan çocuklar›
             sanlığın gelişmesinin bir yoluymuş gibi tanıt-                                                     önce k›s›rlaflt›rd›lar, sonra
             maya çalıştılar.                                                                                   gaz odalar›nda öldürmeye
                                                                                                                bafllad›lar. Sadece baflpar-
                 Sonuç olarak sosyal Darwinizm 19. ve 20. yüz-
                                                                                                              ma¤› olmayan çocuklar da-
             yılda ırkçılığın, sömürgeciliğin, haksız ve acımasız re-                                            hi öjenist uygulamalar›n

             kabetin, güçlünün güçsüzü ezmesinin ve on milyonlarca                                                  hedefi haline geldiler





                                                                                                                          Adnan Oktar    567
   564   565   566   567   568   569   570   571   572   573   574