Page 607 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 607

Harun Yahya








































                                                                                     Amerikan tarihindeki en buhranlı iki dönemden biri
                                                                                   1861-65 yılları arasında gerçekleflen Kuzey-Güney Sa-
                                                                                    vafl›'d›r. Savafl, köleli¤in kaldırılmasını isteyen Kuzey
                                                             eyaletleriyle köleli¤in sürmesini savunan Güney eyaletleri arasında olmufltur.
                                                          Beyaz ›rk›n üstünlü¤ü iddias›, insanlar› sadece di¤er bir ›rkla de¤il kendi ›rk›yla
                                                      da dört y›l boyunca savaflacak konuma getirmifltir. Kuzey eyaletlerinin savafl› kazan-
                                                                                               mas›yla Amerika'da kölelik yasaklanm›flt›r.


                 Darwin kitabının başka yerlerinde olduğu gibi, bu ifadelerinde de "barbarlar" ile "medeniler"in ça-
             tışmasından söz etmekte ve üstünlüğün medenilere ait olacağını iddia etmektedir. Bu hayal ürünü var-

             sayımları nedeniyle de neredeyse bir asır boyunca devam edecek kaos ve acılara zemin hazırlamıştır.
                 Darwin'den sonra da pek çok Darwinist, ırklar arası çatışmayı adeta bilimsel bir gerçekmiş gibi di-
             le getirmişlerdir. Örneğin 19. yüzyılın evrimci teorisyenlerinden ve Francis Galton'ın takipçisi olarak ka-

             bul edilen Karl Pearson'ın National Life from the Standpoint of Science (Bilim Açısından Milli Hayat) adlı
             kitabından alınan aşağıdaki ifadeleri, 19. yüzyıl Darwinistlerinin ırklar arası çatışmalara bakış açılarını
             ve yeni emperyalizmin ardındaki nedenleri görmek açısından önemlidir. Pearson, diğer sosyal Darwi-
             nistler gibi, ırklar arası çatışmanın gerekli olduğunu iddia etmekte, bir ırk içindeki mücadelenin evrim
             için yeterli olmayacağını sanmaktadır. Pearson'ın hiçbir bilimsel doğruluğu olmayan bu iddialarından

             bazıları şöyledir:
                 Kötü ırk hakkında söylediklerim bana göre aşağı insan ırkları için geçerli. Kaç yüzyıldır, kaç bin yıldır, zen-

                 ci Afrikalılar Afrika'da beyaz adam tarafından rahatsız edilmeden büyük topraklara sahip oldular? Buna
                 rağmen aralarındaki kabile çatışmaları Aryan ırkı ile biraz bile kıyaslanabilecek bir medeniyet oluşturmadı.
                 İstediğiniz gibi onları eğitip yetiştirin, ırkı değiştirme konusunda başarılı olabileceğinize inanmıyorum. Ta-
                 rih bana yüksek seviyede medeniyet oluşturmak için sadece ve sadece tek bir yol gösteriyor, ırkın ırkla mü-

                 cadelesi ve fiziksel ve zihinsel olarak uygun olan ırkın hayatta kalması...     68
                 Pearson ve benzerlerinin bu tür sapkın açıklamaları, emperyalistlere sözde bilimsel bir destek sağ-
             lamıştır. Afrika kıtasını, Asya'nın önemli bir bölümünü işgal eden, Avustralya yerlilerine türlü zulümde

             bulunan bazı Avrupa devletleri, işgallerinin doğanın bir kanunu ve insanoğlunun gelişmesinin tek yolu
             olduğunu iddia etmişlerdir. (Bu iddianın bilimsel hiçbir dayanağı olmadığı ise bilim dünyasında yaşa-
             nan ilerlemeler ile bizzat bilim tarafından ispatlanmıştır.) Pearson'a göre, tarih boyunca bilinçsizce ya-
             pılan savaşlar artık bilinçli ve önceden planlı olarak yapılmalıdır:

                 ... Irkın ırka ve milletin millete karşı bir mücadelesi var. İlk zamanlarında bu mücadele barbar kabilelerin kör
                 ve bilinçsiz bir mücadelesiydi. Günümüzde, medeni beyaz adamın durumunda, çok daha bilinçli ve milleti
                 sürekli değişen çevreye daha uygun hale getirecek şekilde dikkatlice yönlendirilmiş bir mücadele var. Ulus,

                 mücadelenin nasıl ve nereye doğru yürütüleceğini önceden görebilmelidir...




                                                                                                                          Adnan Oktar    605
   602   603   604   605   606   607   608   609   610   611   612