Page 602 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 602

larının bir gereği olarak" yok olmaya mahkum olduğunun delili olarak
                                                        gösteriyorlardı. Ancak, 20. yüzyılda bu sözde delillerinin geçersiz olduğu
                                                        anlaşıldı. Çünkü Aborijinlerin ölme nedenleri doğa kanunları değil, gör-
                                                         dükleri kötü muamele idi. Ayrıca, siyah derili insanların sayısının olduk-

                                                         ça hızla arttığının görülmesi ile, Darwinistlerin bu iddialarının da doğru
                                                        olmadığı anlaşıldı.


                                                       1861 yılında, Yüksek Heyet'in yaptığı bir soruşturmada bir polis memuru-
                                                     nun verdiği cevaplar, Aborijinlere kötü muamelenin Darwinist ve ırkçı te-
                                                   mellerini ve o dönemde bunun son derece doğal karşılandığını görmek açı-
                                                      sından önemlidir. Bu görevli şöyle demektedir:
                     Sir ünvan› alan ilk Aborijin,
                     Sir Douglas Nicholls ve efli.
                                                      Eğer biz siyahları cezalandırmazsak, onlar bunu bir zayıflık göstergesi olarak gö-
                                                      rürler... Bu hangi ırkın en güçlü olduğu ile ilgili bir konu –eğer onlara boyun eğer-
                     sek bunun için bizi küçük görebilirler.   7


                     Stone'un aktardığına göre, 1880 yılında yayınlanan bir gazete haberinde de şöyle deniyordu:


                     Yapabileceğimiz hiçbir şey, bu dünyadaki gelişimimizi yöneten gizemli ve değişmez kanunları değiştirmeyecek-
                     tir. Bu kanunlar sayesinde Avustralya'nın yerli ırkı, beyaz adamın oraya varışı ile birlikte ölüme mahkum ol-
                     muştur. Bize düşen ve yapmamız gereken tek şey ise bunların oluşmasına olabilecek en az vahşeti kullanarak
                     yardımcı olmaktır. Siyahları korku ile yönetmeliyiz...     8


                     Bu satırlar, sosyal Darwinist bakış açısının temelinde yer alan acımasızlığı bir kez daha gözler önüne
                     sermektedir. Yalnızca derilerinin renkleri farklı olduğu ve birtakım farklı fizyolojik özelliklere sahip
                     oldukları için bu insanları, kendilerince bir tür hayvan olarak görmeleri ve bu insanlara hayvanlara
                     dahi layık görülmeyecek bir muamelede bulunmaları sosyal Darwinistlerin zalimliğinin delillerinden

                     yalnızca biridir. Yine 1880 yılında bir gazeteye yazılan mektupta, sosyal Darwinistlerin Aborijinlere
                     yaptığı zulüm şöyle anlatılıyordu:


                     Açıkça söylemek gerekirse, bu bizim Aborijinlerle nasıl mücadele ettiğimizi gösteriyor: Aborijin yerlilerinin
                     oturdukları yeni bölgeleri işgal ettikten sonra, onlara o bölgede rastlanabilecek vahşi hayvanlar ya da kuşlar gi-
                     bi davrandık. Yaşamları ve malları, ağları ve kanoları, Avrupalılar tarafından, tamamen kendi istekleri doğrul-
                     tusunda kullanılmak üzere ellerinden alındı. Yiyecekleri alındı, çocukları zorla çalındı, kadınları tamamen be-
                     yaz adamların kaprisi nedeniyle götürüldü. En küçük bir direnişe silahlarla karşılık verildi... Eğlenmek isteyen-
                     ler, yerli siyahları hiçbir engellemeye maruz kalmaksızın öldürdüler, onlara tecavüz ettiler ve onları soydular.
                     Bunlar kontrolden çıkmıştı ve sömürge yönetimi işledikleri suçların sonuçlarından onları kurtarmak için her za-

                     man yanı başlarındaydı.    9

                     Burada anlatılanlar, Darwinist ırkçılığın karanlık ve acımasız yüzünün sadece çok küçük bir parçası-

                     dır. Ancak dinsizliğin kabusunu, Darwinizm'in insanlığa getirdiği felaketleri görmek açısından olduk-
                     ça yeterlidir.


                     1. Yeni Binyıl Gazetesi, 20.12.2000
                     2. David Monaghan, 'The Body-snatchers', The Bulletin, November 12. 1991, s. 30-38
                     3. David Monaghan, 'The Body-snatchers', The Bulletin, November 12. 1991, s.33
                     4. David Monaghan, 'The Body-snatchers', The Bulletin, November 12. 1991, s.34.
                     5. David Monaghan, 'The Body-snatchers', The Bulletin, November 12. 1991, s.33
                     6. Sharman Stone, Aborigines in White Australia: A Documentary History of the Attitudes Affecting Official Policy and the Australian Abo-
                     rigine 1697–1973, Heinemann Educational Books, Melbourne, 1974
                     7. Sharman Stone, Aborigines in White Australia: A Documentary History of the Attitudes Affecting Official Policy and the Australian Abo-
                     rigine 1697–1973, Heinemann Educational Books, Melbourne, 1974, s. 83
                     8. Sharman Stone, Aborigines in White Australia: A Documentary History of the Attitudes Affecting Official Policy and the Australian Abo-
                     rigine 1697–1973, Heinemann Educational Books, Melbourne, 1974, s.96
                     9. Sharman Stone, Aborigines in White Australia: A Documentary History of the Attitudes Affecting Official Policy and the Australian
                     Aborigine 1697–1973, Heinemann Educational Books, Melbourne, 1974, s.93




                600 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3
   597   598   599   600   601   602   603   604   605   606   607