Page 597 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 597
Harun Yahya
Huxley, Amerikan İç Savaşı'ndan kısa süre sonra, zenci kölelerin özgürlüklerine kavuşmalarının ardın-
dan şöyle yazmıştı:
Çevresindeki olayların farkında olan mantıklı hiçbir insan, ortalama bir zencinin beyaz insan ile eşit ya da
ondan biraz aşağı olduğuna inanmaz. Tüm bu yetersizlikler çıkarıldığında, çıkık çeneli akrabamızın -kayır-
manın ve zalimliğin olmadığı eşit bir ortamda, ısırıkların değil de düşüncelerin kullanıldığı bir yarışmada
olduğumuzu varsayarsak- büyük beyinli ve küçük çeneli rakibine karşı başarıyla mücadele edebileceğini dü-
şünmek gerçekten de aklın almayacağı bir düşüncedir. 52
Huxley, kendince zenci ırkından kendince insanlardan değil de hayvanlardan söz eder gibi bahset-
mekte, zencilerin düşünce yarışında mutlaka geri kalacakları gibi asılsız ve defalarca aksi ispatlanmış
bir iddiada bulunmaktadır. Bu da evrim teorisinin gerçek yüzünü göstermesi açısından son derece
önemlidir.
1800'lerin ortalarında evrim teorisiyle birlikte ortaya atılan ırkçılık tohumları, 1900'lerin ortalarına
doğru asıl sonuçlarını vermeye başladı. En şiddetli olarak Almanya'da Nasyonel Sosyalizm ile birlikte
kendini gösterdi. Darwin'in çağdaşı ve evrim teorisinin ateşli bir savunucusu olan Friedrich Nietzsche,
Almanya'da "süper insan" ve "efendi ırk" gibi asılsız kavramları popüler hale getirdi. Nazizm ise kaçı-
nılmaz bir sondu. Hitler ve Naziler, Darwin'in orman kanununu, milli politika haline getirdiler ve arka-
larında 40 milyon ölü bıraktılar. (Bu konu "Darwin-Nazizm Koalisyonunun Sonucu: 40 Milyon Ölü" baş-
lıklı bölümde detaylarıyla incelenecektir.)
Genetik Aç›dan ‹nsanlar Aras›nda Irk Ayr›m› Yoktur
Özellikle son 10 yıldır genetik biliminde elde edilen bulgular, biyolojik açıdan insanlar arasında ırk-
sal farklılıklar olmadığını ortaya çıkardı. Bilim adamlarının birçoğu ise bu konuda hemfikirdiler. Örne-
ğin Atlanta'da yapılan Bilimin İlerlemesi Kongresi'nde (Advancement of Science Convention) bilim
adamları şöyle bir açıklamada bulundular:
Irk, tarihe geçmiş olaylarla şartlandırılmış algılarımızın ürünü olan sosyal bir kurgudur. Hiçbir biyolojik ger-
çekliği yoktur. 53
Genetik araştırmalarda, ırklar arasındaki genetik farklılıkların çok küçük olduğu, genlere bakılarak
ırkların ayırt edilemeyeceği ortaya çıktı. Konu hakkında araştırma yapan bilim adamları aynı grup için-
de yer alan insanlar arasında dahi genetik olarak %0.2 fark olduğunu belirtmektedirler. Irksal farklılık-
ları belirleyen deri rengi, göz şekli gibi özellikler ise bu %0.2'nin sadece %6'sını oluşturmaktadır. Bu da
genetik olarak ırklar arasında sadece %0.012 fark olduğu anlamına gelmektedir. 54 Diğer bir deyişle ırk-
sal farklılıklar kesinlikle önemsiz denecek kadar azdır.
New York Times gazetesinin 22 Ağustos 2000 tarihli sayısında Natalie Angier imzasıyla yayınlanan
"Do Races Differ? Not Really, DNA Shows" (Irklar Farklı mı? DNA'nın Gösterdiğine Göre Pek Değil) baş-
lıklı yazıda bu son bulgular şöyle özetlenmektedir:
Bilim adamları uzun yıllar boyunca, toplum tarafından kabul edilen ırksal kategorilerin genetik düzeye yan-
sımadığından şüphe ettiler.
Ancak, araştırmacılar -insan vücudunun- neredeyse her hücresinin kalbinde saklanan ve genetik materyalin
tamamlayıcısı olan insan genomunu daha yakından inceledikçe, insanları "ırk" yoluyla birbirinden ayırt et-
mek için kullanılan standart etiketlerin çok az veya hiçbir biyolojik anlam ifade etmediğine daha fazla ikna
oldular.
İlk bakışta bir kişinin Kafkasyalı, Afrikalı ya da Asyalı olup olmadığını söylemenin kolay olduğunu ancak,
görünenin altındaki özelliklere inildiğinde ve genom, 'ırkın' DNA özellikleri için tarandığında bu kolaylığın
ortadan kalktığını söylüyorlar. 55
İnsan Genomu Projesi'ni yürüten Celera Genomics Şirketi'nin başkanı J. Craig Venter da ırkın bilim-
sel değil sosyal bir kavram olduğunu söylemektedir. 56 Dr. Venter ve National Institutes of Health'de ça-
lışan bilim adamları, insan genomunun tüm dizisinin (sekansının) taslağını biraraya getirdiklerini ve sa-
dece tek bir insan ırkı olduğu sonucuna vardıklarını belirtmektedirler.
Adnan Oktar 595