Page 670 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 670

"Hayat Mücadelesi" Yalan›n›n Getirdi¤i Kötü Ahlak


                       Daha önce de belirttiğimiz gibi Darwinizm'in en temel yanılgılarından biri, "hayat mücadelesi" ve

                  "güçlü olanın hayatta kalması" ifadeleriyle özetlenen iddiadır. Evrimcilerin gerçek dışı iddialarına göre,
                  hayat, insan dahil tüm canlılar için bir mücadele, kavga ve rekabet yeridir. Böyle bir dünyada sevgi, say-
                  gı, iş birliği, fedakarlık gibi güzel ahlak özelliklerine yer yoktur.
                       Charles Darwin, İnsanın Türeyişi adlı kitabında insanın bugünkü konumuna mücadele ile geldiği ve

                  ilerlemek için mücadeleye devam etmesinin şart olduğu, hiçbir kanun ile bu ilerlemenin durdurulmaması
                  gerektiği yalanını öne sürmüştür:
                       İnsanoğlu, diğer tüm hayvanlar gibi, günümüzdeki yüksek durumuna şüphesiz ki hızlı üremesinin sonucunda

                       yaşam mücadelesi vererek gelmiştir ve eğer daha yükseğe doğru ilerleyecekse, zorlu bir mücadelenin içinde
                       yer alması gerekmektedir.
                       Aksi takdirde, kısa süre içinde uyuşukluğa kapılacak ve daha yüksek yeteneklere sahip olan insanlar bu savaş-

                       ta yeterince başarılı olamayacaklardır. Bundan dolayı, doğal artma oranımız hiçbir yöntem ile yok edilmemeli-
                       dir. Bu bizi çeşitli kötülüklere yönlendirse de. Tüm insanlar için açık rekabet olmalıdır.     174
                       Darwinizm'in getirdiği karanlık dünyada önemli olan, bir insanın hayatı boyunca kıyasıya bir müca-
                  dele içinde olmasıdır. Oysa bu ne bilimsel geçerliliği olan ne de akla ve mantığa uygun olan bir iddiadır.

                  Bu tehlikeli telkinlerin uygulamaya geçirilmesiyle meydana gelecek ortamda dürüstlük, kahramanlık, fe-
                  dakarlık, sadakat yerine; sahtekarlık, egoistlik, yalancılık, vefasızlık gibi özellikler geçerli olacaktır ve an-
                  cak bu kötü özelliklere sahip olanlar kazanacaktır. Darwinizm'in bu çarpık dünya ve ahlak anlayışının da-
                  yandırıldığı temeller evrimciler tarafından satır aralarında sık sık dile getirilmekte ve insanlara telkin edil-

                  mektedir.
                       Örneğin Yale Üniversitesi'nden biyoloji doktoru Lorraine Lee Larison Cudmore, "The Center of Life"
                  (Hayatın Merkezi) adlı bir makalesinde evrimci hayat görüşünde merhamet ve acımaya yer olmadığını
                  açıkça itiraf etmektedir:

                       Evrim, sert ve kaçınılmazdır. Merhamete veya dürüst bir mücadeleye yer yoktur. Çok fazla organizma doğar,
                       bu yüzden de, bunların birçoğunun ölmesi gerekecektir. Önemli olan, ayrılan bir sonraki kişiden daha çok si-

                       zin genlerinizi taşıyan çocuk bırakıp bırakmadığınızdır.     175
                       Kitabın diğer bölümlerinde incelenen ırkçılık, vahşi kapitalizm, öjeni gibi sosyal Darwinizm'in güçlen-
                  dirdiği sapkın ve tehlikeli düşünce ve uygulamaların hepsi, Darwinizm'in hayatta kalma mücadelesi ve
                  güçlü olan yaşar yanılgılarının birer sonucudurlar. Oysa hayat bir mücadele yeri değildir. İnsanın tek mü-

                  cadelesi kendi nefsiyle ve diğer kötülüklerle olmalıdır. İnsan kendi kişiliğindeki ve çevresindeki kötülük-
                  lerle mücadele ederek hem kendinde hem de insanlar arasında sevgi, merhamet, şefkat, barış, güven, say-
                  gı, sadakat, neşe, huzur gibi güzellikleri hakim etmeye çalışmalıdır. Allah'ın hoşnut olduğu ve insanlar için
                  seçtiği din ahlakı da bunu gerektirmektedir.


                       Sosyal Darwinizm ‹nsan Hayat›na De¤er Vermez


                       Darwinizm'in "hayat mücadelesi" dogması ve insanların birer hayvan oldukları yalanı, uygulamaya

                  konulduğunda, insan hayatı değersizleşir. Herhangi bir sebeple insan öldürmek, bir insanı açlığa, ölüme
                  terk etmek, savaş çıkarmak, katliam yapmak, terör eylemi gerçekleştirmek, akıl hastası, özürlü olduğu ve-
                  ya başka bir ırktan olduğu için insanları yok etmek, "makul" ve kolay hale gelir.
                       Bu sapkın mantığa uyarak insan hayatına değer vermeyenlerden biri, Amerikalı sosyal Darwinist pro-
                  fesör E. A. Ross'tur. Ross'un çarpık iddialarına göre, "Hıristiyanlığın ortaya attığı toplumsal yardımlaşma

                  ve hayırseverlik kültü, gerizekalıların ve aptalların üremelerine ve çoğalmalarına yarayan koruyucu bir
                  kalkanın gelişmesine" neden olmuştur. Ve yine Ross'a göre, "Devlet, sakatları, örneğin sağır dilsizleri ko-
                  ruma altına almakta, sonra da bunlar üreyerek sakat bir ırk oluşturmakta"dır. Tüm bunlara sözde doğal ev-

                  rimsel gelişmeyi engelledikleri için karşı çıkan Ross'a göre, "dünyayı düzeltmenin yegane yolu, tüm aptal-
                  ları, beceriksizleri ve sakatları" kendi hallerine bırakarak, doğal seleksiyon süreci içinde ayıklanmalarını
                  beklemektir.   176




                668 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3
   665   666   667   668   669   670   671   672   673   674   675