Page 668 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 668
yoktur. Kelimenin tam anlamıyla doğanın bir parçasıdır ve ondan ayrı değildir. Yaşayan her türlü canlıya
–amip, bağırsak kurdu, pire, deniz yosunu, meşe ağacı veya maymun– ilişki dereceleri farklı bile olsa, benzer-
lik göstermektedir. Karşılaştırmak gerekirse, maymunlar gibi kardeşlere sahip olmaktansa, bağırsak kurdu gi-
bi kırk iki kuzene sahip olmak bize daha az empati (duygu paylaşımı) hissettirebilir. 168
Oysa bu hem bilim hem de akıl ve mantık dışı bir iddiadır. İnsanlar ve hayvanlar Allah'ın yarattığı iki
farklı varlıktır. Hayvanlar, hayvani iç güdülerle hareket ederler ve şuursuzdurlar. İnsan ise muhakeme ye-
teneği olan, şuur sahibi bir varlıktır. İnsanın bir tür hayvan olduğunu iddia edenlerin yapmaya çalıştıkla-
rı ise, orman kanunlarını insan toplumlarına uygulamaya çalışmaktır. Bu ise, insanların huzur ve refahını
sağlayan her türlü güzelliği ortadan kaldıran korkutucu bir kaosa neden olur. Darwin de mektuplarından
birinde bu çarpık bakış açısını ifade etmiş ve insanın hayvanlardan evrimleşmesi yalanına dayanarak fi-
kirlerinin herhangi bir değeri olup olmayacağını sorgulamıştır. Darwin'in sözleri şöyledir:
Aşağı hayvanlardan gelişmiş olan insan zihninin inandığı şeylerin, herhangi bir değeri ya da güvenilirliği olup
olmadığı konusunda aklıma her zaman korkunç bir şüphe gelir. Bir maymunun zihnindeki inançlara –tabi eğer
varsa- hiç kimse güvenir miydi? 169
Darwin'in sözleri, evrimcilerin insana bakış açılarının ne kadar dehşet verici olduğunun bir özeti nite-
liğindedir. Darwin'in bu hezeyanı Batı dünyasının önemli bir kesiminde giderek egemen olmuştur ve gü-
nümüzde pek çok ülkede, hatta okullarda okutulan ders kitaplarında dahi, insanlara hayvan oldukları tel-
kini verilmektedir. Örneğin 1994 basımı Biology, Visualizing Life (Biyoloji: Yaşamı Hayal Etmek) adlı ders
kitabında şöyle denmektedir:
Siz bir hayvansınız, yer solucanları, dinozorlar, kelebekler ve deniz yıldızları ile ortak bir mirası paylaşıyorsu-
nuz. 170
Bilim ve teoloji konularında üniversitede dersler veren ve Moral Darwinism: How We Became Hedonists?
(Ahlaki Darwinizm: Nasıl Hazcılar Haline Geldik?) adlı kitabın yazarı Benjamin
Wiker, Darwin'den önce ve sonra insana bakış açısında nasıl büyük bir sapma ol-
duğunu belirtir. İnsanlarla hayvanlar arasındaki aşılmaz farklılıkların göz ardı
edilerek, insanların hayvanlarla bir tutulma yanılgısının nasıl yaygınlaştığını ise
şöyle anlatır:
... Geleneksel ahlakın tümü olmasa bile çoğunluğu, insanların farklı bir tür olduğu var-
sayımına dayandırılır. Bu nedenle, cinayetin yasaklanması insan doğası açısından ta-
nımlanmaktadır. Öldürmeyin! Neyi öldürmeyin? Aphidleri mi (küçük bir böcek türü)?
Karınca yiyenleri mi? Orangutanları mı? Hayır, başka bir masum insanı öldürmeyin.
Ancak Darwinizm'le birlikte, insanoğlu ve diğer hayvanlar arasındaki tür ayrımı tama-
men bulanıklaşır. Artık çizilmesi gereken ahlaki bir çizgi yoktur, çünkü türlerin çizgisi
silinmiştir.
Richard Dawkins ve Peter Singer gibi Darwinistler bu sapkınlığı
tüm detaylarıyla itiraf etmekte ve propagandasını yapmaktadırlar.
Dawkins, Blind Watchmaker (Kör Saatçi) adlı kitabında şunları söyle-
mektedir:
Kendimizi evrimsel yelpazede yer alan bir hayvan olarak gördüğümüzde, ar-
tık ahlakımızın ya tüm canlılar için geçerli olduğunu kabul etmeliyiz ya da ah-
lakımızın herhangi bir temeli olduğunu reddetmeliyiz. Genellikle Darwinist-
ler, her ikisi için de tutarsız bir durum sunarlar. Bazı hayvanların insanlar ile
aynı ahlaki düzeyde olduklarını düşünürler. Bazı açılardan ise insanoğlunu her-
hangi bir hayvan olarak ele alırlar. Bir taraftan, hayvan hakları için mücadele ed-
er, diğer bir taraftan ise deforme olmuş, yaşlı ve güçsüz insanoğlunun, evcil hay-
vanlara gösterdiğimiz şefkatin "dışında tutulması" gerektiğini iddia ederler. 171
Görüldüğü gibi evrim teorisini insanı bir tür hayvan olarak sunmak iste-
Richard Dawkins'in Blind Watchmaker (Kör Saatçi) adl› kitab›
666 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3