Page 46 - Yaşamın ve Evrenin Kökeni Konferansı
P. 46
Hayatın ve Evrenin Kökeni Konferansı
çıkar. Bunun sonucunda DNA zarar görebilir, parçalanabilir. Ancak
hücrenin içinde, kırılmış DNA sarmallarını tamir eden ve yeniden
birleştiren tamir mekanizmaları bulunur. Mutasyonlar DNA’ya verilen
hasar yoluyla veya tamir mekanizması sonucu ortaya çıkabilirler. DNA,
polimeraz proteini tarafından kopyalanırken nükleik asit diziliminde
rastgele mutasyonlar meydana gelebilir. Nükleik asit dizilimini kopyalarken
bazen hatalar oluşabilir. Hatalar tamir edilse de, bunların düzeltilmesi
%100 kusursuz olmayabilir. Her on milyon baz çiftinde bir hata oluşabilir.
Dolayısıyla mutasyonlar hasarlı veya parçalanmış DNA molekülleri, DNA
tamiri veya DNA kopyalanması sırasındaki hatalardır.
Esas noktaya gelirsek, evrim, “mutasyonlar tür içinde çeşitlilik meydana
getirir ve çeşitlilik olduğunda, doğal süreçler üzerinden seçilim olabilir”
iddiasındadır. Bu şu anlama gelir; bir organizmanın belirli bir ortamda
hayatta kalmasına ve gelişip yayılmasına müsaade eden bir mutasyon
varsa, o organizma, hayatta kalacak, gelişecek ve çoğalacaktır. Ancak diğer
yandan, mutasyon zararlıysa, organizma ne hayatta kalacak ne de gelişip
yayılacaktır.
Ancak Dr. Rana’nın da belirttiği gibi şu çok açıktır: Doğal seleksiyon
herhangi bir amaç gözetmez. Bu konuda kör saatçi örneğini vermişti.
Doğal seleksiyon herhangi bir hedef veya nihai bir amaç doğrultusunda
hareket etmez. Hangi mutasyonların bir gün farklı bir ortamda ya da daha
kompleks bir organizmada işe yarayabileceğini tahmin edemeyen kör bir
süreç üzerinden gerçekleşen doğadaki bir seçilimden başkası değildir. Bu
Darwinizm ve neo-Darwinist teori açısından önemli bir sorundur, çünkü
evrim ve mikro-evrim iddiaları herhangi bir amaca yönelik değildir.
Bence evrimden ve özellikle de hücresel ve moleküler seviyede
biyolojik süreçlerden bahsettiklerinde insanların karşılaştıkları en büyük
ve en zor problem budur. Bu onları organizmaya kendi tasarımını gerçek-
leştirme amacını yüklemeye kadar götürür. Onlara göre organizma, bir
şekilde o an veya geleceğe ait belirli bir hedefe doğru kendisini şekillendirebilir.
Bazıları da, moleküllerin veya DNA’nın hayatta kalma ve çoğalma iradesine
sahip olduğunu öne sürerler. Bununla bağlantılı “bencil gen” ifadesini
duymuş olabilirsiniz. Bu iddia gerçekte dinleyicileri etkilemek için anlatılan
hayali bir hikayedir. En açık anlamı ile ise, tamamen bir saçmalık ve