Page 14 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 14

ÜÇÜNCÜ  LEM’A                                                                                                                    17


          Gaflet ve dalalet firakı içinde değil bir sene, belki bin sene, bir saniye hük-
          mündedir. O sözden daha meşhur şu söz var:

                                      ى
                                                 ى ى
                                   ى
                                                             ى
                                                      َ
                            َ
                   ناديم  ى بابحلْا عم طا   يخْلا مس ناجنف ءاد   عل   ْا عم تلَ   فْلا ضرَا
                                         ُّ
                                                      ْ َ
                                                                َ َ
                                           َ   َ ْ
                          َ ْ
                   َ ْ َ
                                                                    ُ ْ
                                                          َ َ
                                َ َ
                                     َ
          hükmümüzü teyid ediyor. Meşhur evvelki sözün sahih bir manası budur ki:
          Fâni mevcudatın visali madem fânidir, ne kadar uzun da olsa yine kısa
          hükmündedir. Senesi, bir saniye gibi geçer; hasretli bir hayal ve esefli
          bir  rü'ya  olur.  Bekayı  isteyen  Kalb-i  insanî  bir  sene  visalde,  yalnız  bir
          saniyecikte ancak zerre gibi bir zevkini alabilir. Firak ise saniyesi bir sene
          değil, senelerdir. Çünki firakın meydanı geniştir. Bekayı isteyen bir Kalbe,
          firak çendan bir saniye de olsa, seneler kadar tahribat yapar. Çünki hadsiz
          firakları  ihtar  eder.  Maddî  ve  süflî  muhabbetler  için  bütün  mazi  ve
          müstakbel, firakla doludur.

                 Şu  mes'ele  münasebetiyle  deriz:  Ey  insanlar!  Fâni,  kısa,  faidesiz
          ömrünüzü;  bâki,  uzun,  faideli,  meyvedar  yapmak  ister  misiniz?  Madem
          istemek  insaniyetin  iktizasıdır,  Bâki-i  Hakikî'nin  yoluna  sarfediniz.  Çünki
          Bâki'ye  müteveccih  olan  şey,  Bekanın  Cilvesine mazhar olur. Madem her
          insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, Bekaya âşıktır ve madem
          bu fâni ömrü, bâki ömre tebdil eden bir çare var ve manen çok uzun bir ömür
          hükmüne geçirmek mümkündür. Elbette insaniyeti sukut etmemiş bir insan,
          o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeye çalışacak ve tevfik-i hareket
          edecek. İşte o çare budur: Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah
          için  çalışınız.  "Lillah,  livechillah,  lieclillah"  Rızası  Dairesinde  hareket
          ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.

                 Bu Hakikata işareten Leyle-i Kadir gibi bir tek  gece, seksen küsur
          seneden  ibaret  olan  bin  ay  hükmünde  olduğunu  Nass-ı  Kur'an  gösteriyor.
          Hem bu Hakikata işaret eden Ehl-i Velayet ve Hakikat beyninde bir düstur-u
          muhakkak olan "Bast-ı Zaman" Sırrıyla çok seneler  hükmünde olan birkaç
          dakikalık  Zaman-ı  Mi'rac,  bu  Hakikatın  Vücudunu  isbat  eder  ve  bilfiil
          vukuunu gösteriyor. Mi'racın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde
          vüs'ati ve ihatası ve uzunluğu vardır. Çünki O Mi'rac Yoluyla, Beka Âlemine
          girdi. Beka Âleminin birkaç dakikası, şu dünyanın binler senesini tazammun
          etmiştir. Hem şu Hakikata bina edilen beyn-el Evliya kesretle vuku bulmuş
          olan "Bast-ı Zaman" hâdiseleridir. Bazı Evliya bir dakikada, bir günlük işi
          görmüş. Bazıları bir saatte, bir sene Vazifesini yapmış. Bazıları bir dakikada,
          bir  Hatme-i  Kur'aniyeyi  okumuş  olduklarını  rivayet  edip  ihbar  ediyorlar.
          Böyle  Ehl-i  Hak  ve  Sıdk,  bilerek  kizbe  elbette  tenezzül  etmezler.  Hem  o
          derece hadsiz ve kesretli
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19