Page 31 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 31

34                                                                                                                             LEM’ALAR


                  BİRİNCİ NÜKTE: Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan Mefahimiyle, Mana-
           yı Sarihiyle İfade-i Hakaik ettiği gibi; Üslûblarıyla, Hey'atıyla çok maânî-i
           işariyeyi dahi ifade ediyor. Her bir Âyetin çok tabaka-i manaları var. Kur'an,
           İlm-i Muhitten geldiği için, bütün manaları murad olabilir. İnsanın cüz'î fikri
           ve şahsî iradesiyle olan kelâmlar gibi bir iki manaya inhisar etmez.

                  İşte  bu  Sırra  binaen  Âyât-ı  Kur'aniyenin  Ehl-i  Tefsir  tarafından
           hadsiz Hakaikı beyan edilmiş. Müfessirînin beyan etmediği daha çok Haka-
           ikı var. Ve bilhassa Hurufatında ve Mana-yı Sarihinden başka, işaratında çok
           Ulûm-u Mühimme vardır.

                  İKİNCİ NÜKTE: İşte bu Âyet-i Kerime
                                             ى
                     ى ا
                                                                            ى
                                     ى
                                                             ى ۪
                                                                      ى
             اًقيف ۪    ر  كئٰلوُا نسح و     ين ۪ حل اصلا و ءاادهُّشلا و     ين ۪ قيد   صلا     و    ين۪يبنلا  نم
                                                                       َ
                                 َ َ
                   َ َ
                         َ
                             َ
                                                           ّ
                                                                  َ َ
                                                                           َ
                                           َ
                                              َ َ
                                                       َ َ
                                       َ
                           ُ
                                                             ّ
                                                                     ّ
           Tabiriyle, Sırat-ı Müstakimin Ehli ve hakikî Niam-ı İlahiyeye mazhar nev-i
           beşerdeki Taife-i Enbiya ve Kafile-i Sıddıkîn ve Cemaat-ı Şüheda ve Esnaf-ı
           Sâlihîn  ve  Enva'-ı  Tâbiînin  bulunduklarını  ifade  etmekle  beraber,  Âlem-i
           İslâmiyette o beş kısmın en mükemmelini dahi ayrıca sarahaten gösterdikten
           sonra o  beş  kısmın  İmamları  ve baştaki Rüesalarını  Sıfât-ı Meşhureleriyle
           zikretmekle onlara delalet edip ifade ettiği gibi,  İhbar-ı Gayb nev'inden bir
           Lem'a-i İ'caz ile o taifelerin istikbaldeki Reislerinin vaziyetlerini bir vecihle
                                          ى
                                   ى
           tayin  ediyor.  Evet     ين۪يبنلا   نم  nasılki  sarahatle  Hazret-i  Peygamber
                                    َ
                               َ
                                        َ
                                  ّ
                                                   ى
           Aleyhissalâtü  Vesselâm'a  bakıyor.     ين ۪ قي ۪ دصلا   و  Fıkrasıyla  Ebu  Bekir-is
                                             َ
                                                       َ
                                                 ّ
                                                   ّ
           Sıddık'a bakıyor. Hem Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'dan sonra ikinci
           olduğuna  ve  en  evvel  yerine  geçeceğine  ve  "Sıddık"  ismi,  Ümmetçe  Ona
           Ünvan-ı Mahsus  ve  Sıddıkînlerin  başında  görüneceğine  işaret  ettiği  gibi,
            ى
              ءاادهُّشلا و Kelimesiyle Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali Rıd-
              َ َ
                     َ
           vanullahi Aleyhim Ecmaîn'i üçünü beraber ifade ediyor. Hem üçü Sıddık'tan
           sonra  Nübüvvetin  Hilafetine  mazhar  olacaklarını  ve  üçü  de  şehid
           olacaklarını, Fazilet-i Şehadetleri de  sair  Fezaillerine ilâve edileceğini işaret
                                              ى
           ve gaybî bir surette ifade ediyor.   ين ۪ حل اصلا و Kelimesiyle Ashab-ı Suffe,
                                           َ
                                                     َ
                                                َ
                                                                    ى ا
                                                                     ٰ
           Bedir,  Rıdvan  gibi   mümtaz   zevata   işaret   ederek اًقيف ۪    ر  ك   ئلوُا نسح و
                                                                            َ َ
                                                                  َ َ
                                                                        َ
                                                                          ُ
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36