Page 283 - Komünizm Pusuda
P. 283
Be yin ışı ğı ge çir me di ği gi bi, se si de
ge çir mez. Do la yı sıy la biz ne ka dar
yük sek bir gü rül tü lü du yar sak du ya -
lım, bey ni mi zin içi ses siz dir. An cak bu
ses siz lik te, elek trik sin yal le ri ni, sev di -
ği bir mü zik, dos tu nun se si ve ya te le -
fo nun zi li ola rak yo rum la yan bir şu ur
var dır. Bu şu ur ru hu muz dur.
Beynin içi kapkaranlıktır.
Işık beynin içine ulaşmaz.
müzik başlamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücu-
dundaki teknolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur.
Bir insan kulağı, hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya
parazitli algılamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu
durum, insan yaratıldığı günden bu yana böyledir. Şimdiye kadar insa-
noğlunun yaptığı hiçbir görüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas
ve başarılı birer algılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve işitme olayında,
tüm bunların ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.
Beynin İçinde Gören ve Duyan Şuur Kime Aittir?
Beynin içinde, ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri, kuş-
ların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar,
elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya ki-
taplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay
okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde
rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve
his olarak algılayan kimdir? Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç
duymadan tüm bunları algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime
aittir?