Page 520 - Risale-i Nur - Sözler
P. 520
522 SÖZLER
hakikî Rahmet vardır. Mâdem hakikî Rahmet vardır, Saadet-i Ebediye
olacaktır. Onuncu Söz'ün Dördüncü Hakikatı, İkinci Hakikatı ile beraber şu
Hakikatı gündüz gibi aydınlatmıştır.
SEKİZİNCİ MEDAR: İnsanın Fıtrat-ı Zîşuuru olan Vicdanı, Saadet-i
Ebediyeye bakar, gösterir. Evet, kim kendi uyanık Vicdanını dinlerse
"Ebed!.. Ebed!" sesini işitecektir. Bütün Kâinat o Vicdana verilse, Ebede
karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek o Vicdan, o Ebed için
mahlûktur. Demek bu vicdanî olan İncizab ve Cezbe, bir Gaye-i Hakikiyenin
ve bir Hakikat-ı Cazibedarın yalnız Cezbi ile olabilir. Onuncu Söz'ün
Onbirinci Hakikatının Hâtimesi bu Hakikatı göstermiştir.
DOKUZUNCU MEDAR: Sadık, masduk, musaddak olan Muhammed-
i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın İhbarıdır. Evet O Zâtın (A.S.M.) Sözleri,
Saadet-i Ebediyenin kapılarını açmıştır ve Onun (A.S.M.) Kelâmları Saadet-
i Ebediyeye karşı birer penceredir. Zâten bütün Enbiyanın
(Aleyhimüsselâm) İcmaını ve bütün Evliyanın Tevatürünü elinde tutmuş,
bütün kuvvetiyle bütün Davaları; Tevhid-i İlahîden sonra şu Haşir ve Saadet
noktasında temerküz ediyor. Acaba, şu kuvveti sarsacak bir şey var mıdır?
Onuncu Söz'ün Onikinci Hakikatı, şu Hakikatı pek zahir bir surette
göstermiştir.
ONUNCU MEDAR: Onüç asırda yedi vecihle İ’cazını muhafaza eden
ve Yirmibeşinci Söz'de isbat edildiği üzere kırk aded Enva'-ı İ’cazıyla
Mu’cize olan Kur'an-ı Mu’ciz-ül Beyan'ın İhbarat-ı Kat'iyyesidir. Evet o
Kur'anın nefs-i ihbarı, Haşr-i Cismanînin Keşşafıdır ve şu Tılsım-ı Muğlak-
ı Âlemin ve şu Remz-i Hikmet-i Kâinatın Miftahıdır. Hem o Kur'an-ı
Mu’ciz-ül Beyan'ın tazammun ettiği ve mükerreren Tefekküre emredip
nazara vaz'eylediği Berahin-i Akliye-i Kat'iyye, binlerdir. Ezcümle: Bir
ِ
ٍ
kıyas - ı temsilîyi tazammun eden ةرم َلوَا اهَانََا ىذَّلا اهيِيحي ْ لق ُ ve
َ َ ْ
َ
َّ َ
َّ
ْ ُ
ِ
ِ
اًراوْطَا مُكقَلخ دق و ve bir Delil-i Adâlete işaret eden ديٓبعْلل ٍمَّلاَظ ِ ب كبر ام و
َ
َ
َ ُّ َ َ َ
ْ َ َ ْ َ َ
gibi pekçok Âyât ile Haşr-i Cismanîdeki Saadet-i Ebediyeyi gösterecek
pekçok dûrbînleri, nazar-ı beşerin dikkatine vaz'etmiştir. Kur'anın sair
ِ
Âyetler ile izah ettiği şu اًراوْطَا مُكقَلخ دق و ve ةرم ٍ َّ َ َ لوَا اهَانََا ىذَّلا اهيِيحي ْ لق
َ َ ْ
َّ
ُ ُ
َ
ْ َ َ ْ َ َ
َ
ْ
deki kıyas-ı temsilînin hülâsasını "Nokta" Risalesinde şöyle beyan etmişiz