Page 244 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 244

246                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


                 Hem  eski  harb-i  umumînin  nihayetinde  İstanbul'da  İngilizlerin
          başkumandanının eline benim İngiliz aleyhine şiddetli yazdığım Hutuvat-ı
          Sitte  ve  başpapazına  tahkirkârane  sözlerim  eline  geçtiği  halde,  beni
          mahvetmek yüzde yüz ihtimali varken, hiddetini geri alıp ilişmemesi;

                 Hem  Ankara'da  divan-ı  riyasetinde  pek  çok  meb'uslar  varken
          Mustafa Kemal şiddetli bir hiddet ile divan-ı riyasetine girip, bana karşı
          bağırarak: "Seni buraya çağırdık ki, bize yüksek fikir beyan edesin. Sen
          geldin,  Namaza  dair  şeyler  yazıp  içimize  ihtilaf  verdin."  Ben  de  onun
          hiddetine  karşı  dedim:  "Namaz  kılmayan  haindir,  hainin  hükmü
          merduddur."  Dehşetli  bir  pot  kırdım.  Hazır  meb'us  dostlarım  telaş
          ettikleri ve herhalde beni ezeceklerini tahmin ettikleri sırada, bana karşı bir
          nevi  tarziye  verip  o  mecliste  hiddetini  geri  alması,  âdeta  dehşetli  bir
          kuvveti  ve  Hakikatı  hissedip  geri  çekilmesi,  ikinci  gün  hususî  riyaset
          odasında: "Hücumat-ı Sitte"nin "Birinci Desise" içinde bulunan "Meselâ:
          Ayasofya Câmii Ehl-i Fazl ve Kemalden ilâ âhir..." cümlesinden başlayan,
          tâ  "İkinci  Desise"ye  kadar,  bir  saat  tamamen  ona  söyledim.  Bütün
          hissiyatını  ve  prensibini  rencide  ettiğim  halde  bana  ilişmemesi,  hattâ
          taltifime çok çalışması, kat'iyyen bu üç cebbar fevkalâde kumandanların
          bu üç acib haletleri, âdeta Eski Said'den korkmaları, şübhesiz ki Risale-i
          Nur'un,  ileride  Kahraman  Şakirdlerin  Şahs-ı  Manevîsinin  hârika  bir
          kuvveti ve Risale-i Nur'un parlak bir Kerametidir.

                 Râbian:  Kardeşimiz  Yakub  Cemal'in  Denizli  Şakirdleri namına

          Ramazan  ve  Leyle-i  Kadir  tebrikine  karşı  bin   للّا    ب ا   ر   َك    َ َ    ve  nefsine  karşı
                                                        ُ ٰ
                            َ َ ق

                     للّ
          mücadelesi   ا  َ ك     َّف و  ve  İngiliz  Devleti'nin  payitahtında  hatibleri kürsü-
                      ٰ
          lerinde  "Artık  İngiltere'nin  İslâmiyet'i  kabul  etmesi  lâzımdır"  diyerek
          bağırdıklarını ve beşeriyetin bütün hakikî ihtiyacatını câmi' olan Furkan-ı
          Hakîm'in Âyetlerini birer birer okuyup Tefsir ve beyan ettiklerini en son
          gazetede  arkadaşların  okuduklarını  işitiyoruz  diye  o   Kardeşimizin   bu
                        ِ ِ
                        للّ

          havadisine bin   د  َ ْ ُ ٰ    َا   ْل   ح   م  deriz. Evet o devletin hem dünyası, hem saltanatı,
          hem saadeti onunla kurtulabilir.

                 Mübarekler  pehlivanı  ve  Nur'un  büyük  Abdurrahman'ı  büyük
          Ruhlu  Küçük  Ali'nin  “Lemaat”daki  muvaffakıyetine  binler   للّا  َكراب  ve

                                                                     ُ ٰ
                                                                          َ َ
                                                                َّٓ

                                                                      للّ

          masum  mahdumu  Nur  Mehmed'in  Hâfızlığına  bin   للّا    ءا   َ ش  ام  ا  َ ك َ قَّف  و

                                                             ُ ٰ
                                                                       ٰ
                                                                              َ
                                                                    َ
                                                                َ
          deriz.  Fakat  “Lem'alar  Mecmuası”nda  “Siracünnur”a  ve  “Sikke-i
          Gaybiye”  ve  “Tılsımlar”a  giren  parçalar  mükerrer  olmamak  için
          tensibinize havale ediyoruz. Umumunuza binler Selâm...
   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249