Page 263 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 263

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       265


           nefsimi tebrie etmiyorum, belki "Kudsî Hizmet-i İmaniye, o nefsi bütün
           hevesatından vazgeçirmiş ve o Hizmetteki manevî zevk ona kâfi geliyor"
           demek  istiyorum  ve  Nurcuların  ihtiyat  ve  dikkate  ihtiyaçlarını  beyan
           ediyorum.

                  Sâniyen: Makine işinde tecrübeli ve muktedir hususî Kâtibi size
           gönderiyorum.  Kendim  zahmetle  yazdığımdan,  bundan  sonra  kısaca
           yazacağım, gücenmeyiniz.

                  Sâlisen:  Eflani  taraflarında  Hatib  Mehmed'e,  Tevfik'e  Selâm
           ediyorum, rü'yası mübarektir.

                  Râbian:  Bu  dakikada  Kastamonu  Hüsrev'i  Mehmed  Feyzi'nin
           tebrik ve Nur Fütuhatının müjdelerini hâvi parlak, güzel Mektubunu aldım
           ve  o  kıymetli  Kardeşimiz  başta  olarak  Hilmi,  Emin,  Beşkardeş'ler,
           Ulviye'ler, Zehra'lar, Lütfiye'ler gibi Nurcu hemşirelerimizin hem Leyali-i
           Aşerelerini,  hem  Bayramlarını  Ruh  u  Canımızla  tebrik  ediyoruz.  Hem
           Hulusi'nin, hem Feyzi'nin Mektublarını leffen gönderiyoruz.

                                          *  *  *
                  Aziz, Sıddık  Kardeşlerim!

                  Evvelâ: “Nur'un ehemmiyetli ve çok hayırlı bir Şakirdi, çokların
           namına benden sordu ki: Nur'un hâlis ve ehemmiyetli bir kısım Şakirdleri,
           pek musırrane olarak Âhirzamanda gelen Âl-i Beyt'in büyük bir Mürşidi
           seni zannediyorlar ve o kadar çekindiğin halde onlar ısrar ediyorlar. Sen de
           bu  kadar  musırrane  onların  fikirlerini  kabul  etmiyorsun,  çekiniyorsun.
           Elbette  onların  elinde  bir  Hakikat  ve  kat'î  bir  hüccet  var  ve  sen  de  bir
           Hikmet  ve  Hakikata  binaen  onlara  muvafakat  etmiyorsun.  Bu  ise  bir
           tezaddır, herhalde hallini istiyoruz”.

                  Ben de bu zâtın temsil ettiği çok mesaillere cevaben derim ki: O
           has Nurcuların ellerinde bir Hakikat var. Fakat iki cihette bir tabir ve tevil
           lâzım:
                  Birincisi:  Çok  defa  Mektublarımda  işaret  ettiğim  gibi,  Mehdi-i
           Âl-i  Resul'ün  temsil  ettiği  Kudsî  Cemaatinin  Şahs-ı  Manevîsinin  üç
           Vazifesi  var.  Eğer  çabuk  Kıyamet  kopmazsa  ve  beşer  bütün  bütün
           yoldan  çıkmazsa,  o  Vazifeleri  onun  cem'iyeti  ve  Seyyidler  Cemaati
           yapacağını Rahmet-i İlahiyeden bekliyoruz. Ve onun üç büyük Vazi-
           fesi olacak:
   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267   268