Page 286 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 286

288                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          Risale-i  Nur'a  ve  Şakirdlerine  taarruzun  aynı  zamanında  gelmesi..
          elbette bunda tesadüf olamaz. Demek bu vatanın ve milletin ve asayişin
          büyük  bir  temel  taşı  olan  Risale-i  Nur'un  Hakikatlarıdır  ki;  böyle
          vukuatlı  tokatlarla  bu  milletin  nazar-ı  dikkatini  Kur'anın  Hakikî  ve
          Hakikatlı  ve kuvvetli  bir Tefsiri olan Risale-i  Nur'a  çeviriyor; milleti
          ona teşvik edip muarızlarına Şefkat tokadı vuruyor.

                 Şimdi nasıl Sadaka belayı def'ediyor, öyle de: Risale-i Nur,
          bu  memlekette  belanın  def'ine  vesile  olduğu  çok  hâdiselerle
          tahakkuk  etmiş.  Bu  defa  da  Risale-i  Nur'a  hücum  edildiğinin  aynı
          zamanda  bu  yangın  belasının  gelmesi,  Risale-i  Nur  belanın  def'ine
          vesile olduğunu isbat ediyor.


                                         *  *  *

                 Aziz, Sıddık  Kardeşlerim!

                 Nasılki  Eğirdir'de  “Asâ-yı  Musa”yı  müsadere  eden  ve
          mahkemeye veren adam kendisi iki sene hapis cezasıyla tokat yedi ve
          Hüsrev'e hiddetle bir ay ceza veren hâkimin istifaya mecbur olmasıyla
          ve refikasının oradan müfarakatıyla bir nevi tokat  yemesi gibi, aynen
          burada  dahi  size  leffen  gönderdiğimiz  puslada  yazılan  tokatlar  kat'î
          gösteriyorlar  ki;  biz,  bir  himayet  ve  İnayet  altındayız.  Bize  ilişenler
          Âhirette şiddetli tokatlar yiyecekleri gibi, dünyada dahi bir kısmı
          çabuk çarpılır. Hem bu defa, bize hücumların aynı zamanında kış çok
          hiddet etti, şiddetli soğuk ve fırtına ile havanın kızdığını gösterdiği gibi;
          hücumları  durmasıyla  ve  Nurcuların  ferahlanmasıyla  bu  zemherir
          günleri  nevruz  günleri  gibi  gülmeye  başladı.  O  tebessüm,  devamla
          manevî  bir  müjde  ve  teselli  veriyor  kanaatındayız.  Bu  defa  puslada
          yazıldığı  gibi,  hiç  bir  şeytanın  da  kimseyi  kandıramadığı  acib  ve
          maskaraca bir iftira etmekle teveccüh-ü  ammeyi hakkımızda kırmaya
          çalışan resmî polisler, aynı zamanda tokatlarını yemesiyle gösteriyor ki;
          bize  hücum  edenler,  iftiradan  başka  hiç  çare  bulamıyorlar,  başka
          çareleri  kalmamış.  Hem  biz  de  çok  dikkat  ve  ihtiyat  etmeye,  böyle
          şayialara ehemmiyet vermemeye mecbur oluyoruz.

                                         *  *  *
   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291