Page 285 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 285

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       287


           Risale-i  Nur'a  kemal-i  iştiyak  ile  alâkadar  olmaları,  maarif  dairesinin
           nazar-ı dikkatini celbetmiş, Nurlara karşı bir derece beğenmemek tarzında
           bir ilişmek istemişler. Hattâ burada "Gençleri elde ediyor. Matbu' “Gençlik
           Rehberi” ile mekteb Talebelerinin nazarlarını dine çeviriyor." diye ihbar
           edilmiş.  Bunun  üzerine  hem  bana,  hem  ekser  Risale-i  Nur  Şakirdlerine
           bazı  vilayetlerde  ilişilmiş.  Halbuki  ben,  Medreseden  çıktığım  için
           Hocalardan istimdad etmek lâzımken, bütün kuvvetimle maarif dairesine
           ve  mekteblilere  itimad  edip  onlara  dayanmak  istiyordum.  Çünki  Nur
           Dairesine  girenlerin  çoğu  mekteblilerdir,  Hocalar  azdır;  çoğu  çekindiği
           halde,  mektebliler,  kemal-i takdirle Nurlara sahib çıktığından, Kalbimden
                             ِ
                     ا
                   للّ
           derdim:     َ ٰ    ء آَّش  نا maarif  dairesi,  Nur  Şakirdlerini  himaye edecek. Ve

                            ْ َ
                   ُ
           yardımları  beklerken,  birden  bize  bu  yeni  taarruzun  sebebi;  matbu'
           “Gençlik  Rehberi”nin  âhirinde  "Nur  Şakirdleri,  hükûmetin  müsaadesine
           binaen, mümkün olduğu kadar Nur Dershaneleri açılmak münasibdir" diye
           bizim gizli düşmanlarımız maarif dairesini aleyhimize çevirmeğe çalışması
           bir vesile oldu.

                  Şimdiye  kadar  o  düşmanlarımız,  desiselerle  kaç  defa  adliye
           cihetiyle  bizi  perişan  etmek  istediler,  muvaffak  olamadılar,  bir  şey  de
           çıkaramadılar.  Sonra  mutaassıb  ve  enaniyetli  ve  resmî  makamlardaki
           Hocaları  aleyhimize  sevketmeye  çalıştılar,  onda  da  bir  şeye  muvaffak
           olamadılar. Şimdi en ziyade bana yardıma güvendiğimiz maarif idaresini
           aleyhimize  istimal  etmekle,  bu  hükûmetin  bazı  memurlarını  üç
           mahkemede  kat'î  beraet  kazandığımız  cem'iyetçilik  ve  tarîkatçılık
           bahanesiyle  geniş  bir  dairede  bîçare  masum  Nur  Şakirdlerine  ve  beni
           Risale-i Nur'un mütalaasından mahrum etmeye çalıştıkları bir zamanda ve
           benim  acınacak  dört  buçuk  saat  istintakımın  aynı  vaktinde  maarif
           dairesinin  sebebsiz  yanması  ve  söndürülmesine  hiç  bir  imkân
           bulunmaması ve tamamen yanması, tesadüfe benzemiyor, bir eser-i hiddet
           görünüyor.

                  O  ifademin  âhirinde  ve  aynı  zamanda  demiştim  ki:  Beni  bu
           gurbette,  yalnızlıkta  Kitablarımın  mütalaasından  mahrum  etmeyiniz.
           Yoksa hem bana, hem bu vatana yazık olur. (Haşiye) Belki zemin, yine
           zelzele ile hiddet eder dediğimden üç dakika sonra üç saniye devam eden
           zelzele ve o fıkrayı mahkemede tekrar ettiğim aynı zamanda -ya gece veya
           gündüzde-  zemin  ateşle  maarif  dairesine  saldırması  ve  mahkemece  dört
           defa isbat edilen çok defa zelzelenin
               ---------------------------------
               (Haşiye): İşte yazık oldu.
   280   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290