Page 356 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 356

70                                                                           YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


          Huzuru bulmakla bütün ömrünü bir nevi İbadet hükmüne getirir.

                 Şimdi  bu  zamanda  Kur'anın  İ'caz-ı Manevîsiyle  tezahür eden

            ِ
                                      ٍ

            ا   و   َّ ُ َ        نَا   ه  َ   ُّل   ٰ لع    دت  ةي   ۤا     ه   َل  ء َ شَ   ِّ    ِلُك      فِ   و  Sırrıyla,  yani  zerrelerden
          د
            ح
                                   ُ
           ٌ
                                                   َ
                           ُ َ ٌ َ
                                        ْ
          yıldızlara  kadar  her  şeyde  bir  Pencere-i  Tevhid  var  ve  doğrudan
          doğruya Zât-ı Vâhid-i Ehad'i Sıfâtıyla bildiren Âyetleri, yani delaletleri
          ve işaretleri var. İşte Hüve Nüktesi'yle bu mezkûr Hakikat-ı Kudsiyeye
          ve İmaniyeye ve Huzuriyeye icmalen işaretler vardır. Risale-i Nur, bu
          Hakikatı  izahatıyla  isbat  etmiş.  Eski  zamandaki  Ehl-i  Hakikat  bir
          derece  mücmelen  ve  muhtasaran  beyan  etmişler.  Demek  bu  dehşetli
          zaman,  daha  ziyade  bu  Hakikata  muhtaçtır  ki,  Kur'an-ı  Hakîm'in
          İ'cazıyla  bu  Hakikat  tafsilâtıyla  ihsan  edilmiş,  Nur  Risaleleri  de  bu
          Hakikata bir Naşir olmuşlar.
                                                                ِ  ا   قِ    بْلا     وه قِا   بْلَا
                                                                          ِ
                                                                  َ
                                                                            َ
                                                                      َ ُ
                                                                                                       Kardeşiniz
                                                                                                Said   Nursî
                                         *  *  *
                 Dindar ve hamiyetkâr ve vatanperver milletvekillerine şunu
          arzediyorum:

                 Mekke-i  Mükerreme'de  Hacer-ül  Esved  yanında  hürmet  için
          konulduğunu  Hacıların  gördükleri  Zülfikar  Mu'cizat-ı  Kur'aniye
          mecmuasıyla  Medine-i  Münevvere'de  de  Peygamber  Aleyhissalâtü
          Vesselâm'ın  Kabri  üzerinde  konulduğunu  gördükleri  Asâ-yı  Musa
          mecmuası  gibi  Risale-i  Nur'un  bir  kısım  Eczaları,  Âlem-i  İslâm'ın
          bizimle  Hakikî  Uhuvvetini  temine  vesile  oldukları  halde,  müsadere
          edilmek suretiyle dört seneden beri evrak-ı muzırra gibi dosyalar içinde
          mahkeme  mahzenlerinde  çürütülmek  suretiyle  imhasına  çalışıldığı  ve
          dört mahkeme beraetine ve serbestiyetine karar verdikleri ve biz de çok
          defa  makamata  istida  ile  müracaat  edip  serbestiyetini  istediğimiz  ve
          hem Başbakan'ın "Din propagandası yüzünden şimdiye kadar bu vatana
          hiç  bir  zarar  gelmediğini"  söylediği  halde,  bu  dindarların  serbestiyeti
          hakkındaki  kanunun  tasdikinin  ta'cili  ve  takdimi  lâzım  gelirken  te'hir
          edilmesi,  dindar  meb'usların  nazar-ı  millette  "kendilerine  düşen  en
          ehemmiyetli dinî Vazifelerini yapmıyorlar" diye dindarların bir telaşları
          var. Biz de telaş ediyoruz ki dâhilî, gizli dinsizler
   351   352   353   354   355   356   357   358   359   360   361