Page 360 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 360
74 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
İ k i n c i N ü m u n e : O eski zamanda, Said'in o çocukluk
zamanında büyük Âlimlerle münazarasını ve o Âlimlerin suallerine
cevab vermesini; hattâ kendisi hiç sual etmeden Âlimlerin en müşkil
suallerine doğru cevab vermesini, ben kat'iyyen itiraf ediyorum ve
itikad ediyorum ki: O hal ne hârika zekâvetimden ve ne de acib
istidadımdan neş'et etmiş değildir. Ben de bîçare, mübtedi, sersem,
gürültücü bir çocuk iken; hiç böyle değil büyük Âlimlere cevab vermek
belki küçük Hocalara, hattâ küçük Talebelere de mağlub olur bir halde
iken doğru cevab vermekliğim, kat'iyyen istidadımdan ve zekâvetimden
gelmemiş olduğuna kanaat-ı kat'iyyem var. Yetmiş senedir de hayret
ediyordum. Şimdi İhsan-ı İlahî ile bir Hikmetini anladım ki: Çekirdek
gibi Medrese İlimlerine bir ağaç ihsan edilecek ve o ağacın Hizmetinde
bulunana karşı pek çok rakibleri ve muarızları bulunacak. İşte bu
zamanda İslâmlar içinde muhtelif meşrebler ve meslekler sahibleri
birbirisini tenkid etmek ve Eserine mukabil Eserler neşretmek;
Mu'tezile ve Ehl-i Sünnet gibi birbirini kırmak âdetiyle bu zamanda o
Nur ağacının Hizmetkârının başına vuracak ve rekabet veya meşreb
muhalefetiyle en tesirlisi ve en müdhişi Medrese Hocaları olmak lâzım
gelirken, Cenab-ı Hakk'a yüz bin şükür olsun ki eskiden beri devam
etmekte olan o âdete muhalif olarak Risale-i Nur en ziyade Ülemanın
damarlarına dokundurduğu halde Hocaların Nurlara karşı tenkidkârane
eserler yazamadıklarının sebebi: O zamanda o çocuk Said'in Ülemanın
suallerine karşı doğru cevab vermesi, Ülemanın cesaretini kırmış ki, hiç
bir yerde kıskanç hocalardan, hem meşrebçe Said'e çok muhalif
oldukları halde Nur Risaleleri'ne karşı mukabil çıkmamaları; bu halin
bir hikmeti olduğuna kanaatim gelmiş. Yoksa böyle acib bir zamanda
Ehl-i Medresenin itirazı başlasaydı, dinsizlik tarafdarları olan gizli
düşmanlarımız hem Nurları, hem Ülemayı çürütmek için ehemmiyetli
bir vesile yapacaklardı. Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükrolsun ki, en ziyade
Nurların dokunduğu resmî Ülema, aleyhinde bulunamadılar.
Ü ç ü n c ü N ü m u n e : Eski Said'in çocukluk zamanından
beri hem kendisi, hem babası fakir oldukları halde, başkalarının Sadaka
ve hediyelerini almadığının ve alamadığının ve şiddetli muhtaç olduğu
halde hediyeleri mukabilsiz kabul etmediğinin ve Kürdistan âdeti
Talebelerin tayinatı ahalinin evlerinden verildiği ve Zekatla masrafları
yapıldığı halde, Said hiç bir vakit tayin almağa gitmediğinin ve Zekatı
dahi bilerek almadığının bir Hikmeti, şimdi kat'î kanaatımla şudur ki:
Âhir ömrümde Risale-i Nur gibi sırf İmanî ve uhrevî bir