Page 418 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 418

132                                                                         YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


                 Buna  karşı  deriz:  Dünyada  buna  suç  diyen  hiç  bir  Ehl-i  İman
          bulunmaz.  Hususan  hapisteki olanlar  içindeki  bîçarelere teselli  suretinde
          Ders vermiş. Tedrisata taraftarlığını o zaman söylemiş. Bu ise o cümleyi
          de, bütün bütün manasız olduğunu gösterir. Hattâ hapisteki üçyüz adamın
          az bir zamanda Risale-i Nur'la ıslah olması, cinayetlerden tövbe ederek ve
          bütün  onlar  Namaz  kılmaları,  alâkadar  memurların  nazar-ı  dikkatlerini
          celbetmiş.  O  memurlar  bir  kısmı  demişler:  "Onbeş  sene  hapiste
          kalmasının  faidesi  kadar,  onbeş  hafta  Risale-i  Nur  faide  vermiş."
          Bunu hapisteki Rehber'i yazana söylemişler. Müellifi de demiş: Yüz otuz
          Kitabdan ibaret olan Risale-i Nur ve onun küçük bir parçası olan Rehber'i,
          tamamıyla olmasa da okuyan adam, elbette onbeş sene hapisteki cezadan,
          Medresede Ders okumak kadar istifade eder, ıslah-ı hal eder, fenalıklardan
          tövbe eder. Acaba böyle bir temenni, bir teşvik ve beni hapse sokanlar da,
          tasdik ettikleri halde suç olabilir mi?

                 Üçüncüsü:  "Tesettür  ve  Terbiye-i  İslâmiye  taraftarıdır"  diye  suç
          göstermiş.

                 Bu ise hem Eskişehir, hem Denizli, hem Afyon'da, hem Afyon'un
          mahkemesinin  kararnamesinde  de  neşredildiği  gibi,  onbeş  sene  evvel
          Eskişehir'de tesettür taraftarlığım için mahkeme bana ilişmiş. Ben de hem
          mahkemeye, hem Mahkeme-i Temyiz'e bu cevabı vermişim:

                 “Bin  üçyüz  elli  senede  ve  her  asırda  üçyüz  elli  milyon
          Müslümanların kudsî bir Düstur-u Hayat-ı İçtimaîsi ve üçyüz elli bin
          Tefsirin  manalarının  ittifaklarına  iktidaen  ve  bin  üçyüz  elli  senede
          geçmiş Ecdadlarımızın İtikadlarına ittibaen Tesettür hakkındaki bir
          Âyet-i  Kerimeyi  tefsir  eden  bir  adamı  ittiham  eden,  elbette  zemin
          yüzünde adalet varsa, bu ittihamı şiddetle reddeder ve o ittihama göre
          hüküm verilse nakz ve reddedecek.

                 Bu  Âyet-i  Kerimenin  Tesettür  Emri  kadınlara  büyük  bir
          merhamet olduğunu ve kadınları sefaletten kurtardığını, Risale-i Nur
          kat'î isbat ettiği gibi, Sebilürreşad'ın 115. sayısındaki: "Ehl-i İman Âhiret
          hemşirelerime" ünvanı olan bir makâlem isbat eder.

                 Dördüncüsü:  "Şahsî  nüfuz  temin  etmek"  bir  suç  unsuru
          gösterilmiş.  Sebebi  de  "Risale-i  Nur'un  Şahs-ı  Manevîsi  namına
          konuşuyorum" demesi ve "Kalbe ihtar edildi", "hatırıma geldi", "Kalbime
          geldi",  "Risale-i  Nur  hem  mekteb,  hem  Medrese,  hem  Tekke  faidesini
          veriyormuş."    Ehl - i  vukuf    bu     cümleyi     medar - ı  ittiham     etmiş.
   413   414   415   416   417   418   419   420   421   422   423