Page 443 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 443

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-II                                                                                      157


                  Bir  İhtar:  Bu  Mektubdaki  Ruhlarla  muhabere  mes'elesine  karşı
           edilen  şiddetli  tenkid;  ecnebiden,  fen  ve  felsefeden  ve  manyetizma  ve
           ispirtizmadan gelen ve manevî bir şekli giyen bir meşrebe karşıdır. Yoksa
           İslâmiyet'ten ve Tasavvuf ve Ehl-i tarîkattan gelen ve bir derece Ruhlarla
           muhabereye  benzeyen  ve  naehillerin  girmesiyle  bir  derece  sû'-i  istimal
           edilen ve pek az olan bir kısım Sofulerin Sofiliğine karşı değildir. Gerçi
           onlarda da bir cihette bazılara zarar olabilir. Fakat öteki gibi hiçbir cihette
           aldatıcı  değil  ve  İslâmiyet'e  hiçbir  cihette  zarar  niyeti  yok.  Hem  o
           ecnebiden  gelen  meşreb  ise,  hem  Tarîkat  ve  hem  İslâmiyet  aleyhinde
           olduğu  gibi,  o  Sofuların  mesleğini  de  sukut  ettirmeye  çalışıyor  ve
           âdileştiriyor.  Ehl-i  Tasavvufun  zaîf  ve  tam  Sünneti  yerine  getirmeyen
           kısmı dikkat etsinler, kendilerini onlara benzetmesinler.

                                                                    Said   Nursî
                                          *  *  *
                                                 ِ
                                                   ِ
                                        ه   ناحبس     هم   ساب
                                      ُ
                                       َ َ ْ ُ
                                                 ْ
                  Mahkeme Reisine:
                  Pekçok uzun ve mazlumane macera-yı hayatıma dair şu gayet kısa
           ifademi dinlemenizi rica ediyorum. Yirmisekiz sene emsalsiz ihanetlerin,
           tarassudların, hapislerin ileri sürdükleri sebeblerinden

                  Birincisi:  Beni  rejimin  aleyhindedir,  diye  ittiham  etmişler.  Buna
           cevaben deriz ki:

                  Her  hükûmette  muhalifler  bulunur.  Asayişe,  emniyete  ilişmemek
           şartıyla herkes Vicdanıyla, Kalbiyle kabul ettiği bir metodu, bir fikri ile
           mes'ul olamaz. Çünki Dininde en mutaassıb ve cebbar bir hükûmet olan
           İngilizlerin  yüz  sene  hâkimiyeti  altında  bulunan  yüz  milyondan  ziyade
           Müslümanlar, İngilizlerin küfrî rejimlerini Kur'an ile reddettikleri ve kabul
           etmedikleri  halde,  İngiliz  mahkemeleri  şimdiye  kadar  onlara,  o  cihette
           ilişmemiştir.  Hem  bu  millette  ve  bu  Hükûmet-i  İslâmiye  içinde  eskiden
           beri  bulunan  yahudiler  ve  nasraniler,  bu  milletin  Dinine  ve  Kudsî
           Rejimlerine  muhalif  ve  zıd  ve  mu'teriz  oldukları  halde  hiçbir  zaman
           mahkeme, kanunlarıyla onlara o cihette ilişmemiştir. Hem Hazret-i Ömer
           (R.A.)  hilafeti  zamanında  bir  âdi  hristiyan  ile  mahkemede  beraber
           muhakeme olmuşlar.
   438   439   440   441   442   443   444   445   446   447   448