Page 115 - İnsanın Yaratılış Mucizesi
P. 115

Harun Yahya (Adnan Oktar)




                 Unutulmamalıdır ki, burada "yapar", "seçer", "alır", "depolar", "taşır"
            fiillerini yerine getirdiğini belirttiğimiz plasenta, yine hücrelerden oluşan
            bir dokudur. Saydığımız tüm bu fiilleri yerine getiren, örneğin demire ih-
            tiyaç olduğunu bilen ve birçok madde arasından demiri  seçebilen, aldığı
            demiri nasıl kullanacağını bilen, bilgi sahibi bir insan değil, bir hücreler
            topluluğu olan plasentadır. Plasentayı oluşturan hücreler ihtiyaç duyduk-
            ları maddeleri tanımakta ve bunları seçebilmektedir. Bir hücrenin bir ato-
            mu tanıması kuşkusuz büyük bir mucizedir. Üstelik bu atomu tanımanın
            yanısıra, ordan ihtiyaç olan miktarda alarak bir yere taşıması daha da ola-
            ğanüstü bir olaydır. Buraya kadar anlatılan ve bundan sonra anlatılacak
            olan bilgiler, hep bu bakış açısıyla değerlendirilmelidir.
                 İnsanın yaratılış mucizesinde söz konusu olaylar hücrelerin, hücre-
            leri meydana getiren molekül ve atomların gösterdikleri şuur içeren dav-
            ranışlardır. Elbette bu şuur bunların hiçbirine değil, onları yaratan ve ya-
            pacakları işleri her birine ilham eden Allah'a aittir.
                 İlerleyen satırlarda inceleyeceğimiz detayların tümü de apaçık birer
            yaratılış delilidir.


                 Plasentanın Diğer Hayati Görevleri
                 Fetüsü plasentaya bağlayan uzun ip gibi bir yapı olan göbek kordo-
            nunda üç kan damarı vardır. Bu damarlardan biri göbek toplar damarı
            adını alır. İçinde besin maddesi ve oksijen bulunan kanı plasentadan be-
            beğe iletir, diğer ikisi göbek atar damarlarıdır. Bu damarlar, karbondiok-
            sit ve besin maddelerinin atıkları ile yüklü kanı, bebekten plasentaya gö-
            türürler.
                 Göbek kordonu sağlam ve esnek yapısı sayesinde kolay kolay dola-
            nıp sıkışmaz. Bu, kan taşınmasında bir aksaklık olmaması bakımından
            önemli bir özelliktir. Ayrıca kordonun esnek yapısı, bebeğin hareket et-
            mesini de mümkün kılacak en uygun şekildedir.
                 Fonksiyonları düşünüldüğünde plasentanın embriyo için kimi za-
            man bir akciğer, mide ya da bağırsak, kimi zaman karaciğer, kimi zaman
            da böbrek gibi hareket edecek şekilde yaratıldığı görülecektir. Üstelik pla-
            senta bunları sabit bir düzen içinde değil, bebeğin değişen ihiyaçlarını




                                                                                     113
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120