Page 31 - Allah'ın Munis Sanatından
P. 31

29











                     azaltaca¤›na göre, uzun vadede evrimde bu davran›fl›n
                     elenmesi gerekirdi. Oysa canl›lar›n özverili olabilecekleri
                     gözlenmifltir. (Bilim ve Teknik Dergisi, say› 190, s.4)
                     Do¤adaki bu gerçekler karfl›s›nda, evrimcilerin "do¤a bir

                savafl›m alan›d›r, bencil olan, kendi ç›karlar›n› koruyan üstün
                gelir" iddias› tamamen geçersiz kalmaktad›r. Ünlü bir evrim-
                ci olan John Maynard Smith canl›lar›n bu özellikleri üzerine
                evrimcilere flöyle bir soru yöneltmektedir:
                     E¤er do¤al seleksiyon, bireyin yaflama flans›n› ve ço¤alma-
                     s›n› garanti eden özelliklerinin seçilimi ise, kendini feda
                     eden davran›fllar› nas›l aç›klayaca¤›z? (John Maynard
                     Smith, The Evolution of Behavior, Scientific American, Aral›k
                     1978, cilt 239, no.3, s. 176)
                     Elbette kendisi de evrimci bir bilim adam› olan John

                Maynard Smith'in bu sorusuna evrim teorisi ad›na verilecek
                bir cevap yoktur. (Canl›lardaki ola¤anüstü fedakarl›k, özveri
                ve yard›mlaflman›n do¤adaki örnekleri hakk›nda bilgi edin-
                mek isteyenler için bkz. Harun Yahya, Canl›lardaki Fedakarl›k
                ve Ak›lc› Davran›fllar, Vural Yay›nc›l›k)


                     ‹ÇGÜDÜLER EVR‹MLE AÇIKLANAMAZ

                     Evrimcilerin baflvurmak istedikleri bir baflka aldatmaca
                da, insan davran›fllar› ve hayvan davran›fllar› aras›nda bir
                benzerlik kurularak, insan ve hayvan›n ortak bir atadan gel-
                di¤i ve bu davran›fllar›n da ortak bir atadan kuflaktan kufla¤a
                aktar›ld›¤› için bir benzerlik tafl›d›¤› iddias›d›r. Kimi evrimci-
                ler sald›rganl›¤› da ortak kökenli bir dürtü yani içgüdü olarak
                tan›mlarlar ancak insanlar›n bunu gündelik yaflamda d›fla
                vurma f›rsat› bulamad›klar›n› öne sürerler.
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36