Page 151 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 151
KASTAMONU LÂHİKASI 153
Sâniyen: Yirmibeşinci Söz olan Mu'cizat-ı Kur'aniye'nin
nısf-ı âhiri, acelelik belasıyla gayet mücmel kalmasına bedel; size
evvelce yazdığım gibi, bazı Lâhikaları onun âhirinde ilhak etmiştik.
Şimdi en mühim bir parça, yirmi sene evvel tab'edilen Lemaat'ta
gördük. Onun da Mu'cizat-ı Kur'aniye zeyilleri içine derci pek müna-
sib görüldü. Kahraman Tahirî'nin bana getirdiği bir nüsha Lemaat'ı çok
kıymetdar gördüm. Eğer bir nüsha daha o havalide varsa, siz de o
parçayı nüshalarınızın âhirine yazarsınız. Zâten Lemaat, kendisi de
hârikadır. Ramazan-ı Şerif'te yirmi gün zarfında, nesir bir surette,
tekellüfsüz birden yazılmış. Sonra baktık, sehl-i mümteni' gibi bir nesr-i
manzum ve bir nazm-ı mensur suretini almış. İçinde bu parça daha
hârikadır. Lemaat'ta o parçanın serlevhası: "Îcaz ile beyan İ'caz-ı
Kur'an."
"Bir zaman rü'yada gördüm ki: Ağrı Dağı altındayım. Birden
dağ patladı, dağ gibi taşları Âleme dağıttı, sarstı cihanı." Bundan tâ,
"Tarz-ı nazar ikidir; biri zulmetdar, diğeri ziyadar" serlevhasına
kadar. Eğer Lemaat sizin elinize geçmemişse, o parçayı buradan size
göndereceğiz.
Sâlisen: Hem latif, hem güzel, zarif bir hâdiseyi söyleyeceğim:
Bu memlekette Risale-i Nur'a erkeklerden ziyade fedakârane yapışan
ihtiyare hanımlar ve ihtiyare hükmünde masume genç hanımlar, eski
zaman sırmalı ve yaldızlı gelinlik cihazatının içinde kıymetdar parçaları
Risale-i Nur'un eczalarının cildleri üstüne çekip, bütün Risaleler altun
yaldız ile cildlemiş gibi bir tarza girdi. Risale-i Nur'un manen
güzelliğine ve Hüsrev ve Tahirî ve Ali'lerin ve Hasan Âtıf ve Âsım gibi
Kardeşlerimizin yaldızlı yazılarının Cemaline, cildi üstünde de şirin bir
güzellik daha ilâve ettiler. Hâfız Ali'nin Mektubunda yazdığı Ümmühan
ve Şahide değerinde, burada Risale-i Nur'a bütün kuvvetiyle çalışan
çok hemşirelerimiz var. Meselâ Âsiye, Sâniye, Ulviye, Lütfiye, Aliye
gibi Risale-i Nur'un Şakirdleri, oradaki hemşirelerine ve Kardeşlerine
Selâm ve Dua ediyorlar.
* * *