Page 8 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 8
Aziz, Sıddık ve Fedakâr ve Vefakâr Kardeşlerim ve Hizmet-
i Kur'aniye ve İmaniyede Kuvvetli ve Kıymetli ve Çalışkan ve
Muktedir Arkadaşlarım!
Bu dünyada benim için medar-ı teselli sizlersiniz ve hakkınızda
büyük ümidlerimi doğru çıkardınız. Cenab-ı Hak sizden ebeden razı
ِ
olsun, ِيمۤا
.
..
َ
İrsalatınız ve bilhassa Onuncu Söz buraya o derece faide verdi
ki, herbir sahifesine mukabil elimden gelseydi büyük bir hediye
verirdim. Çoktan beri görmediğim için ben hangisini okursam "En
birinci budur" derdim. Ötekine bakardım, "Bu birincidir." Daha
öbürüsüne baktıkça hayret ederek kat'î kanaatım geldi ki; Risalet-in
Nur'un Kitabları birbirine tercih edilmez. Her birinin, kendi
makamında riyaseti var. Ve bu zamanı tenvir eden bir Mu'cize-i
Maneviye-i Kur'aniyedir.
Evet bu asrın ehemmiyetli ve manevî ve ilmî bir Mürşidi olan
Risalet-in Nur'un heyet-i mecmuası, sair şahsî büyük Mürşidler gibi
kendine muvafık ve Hakikat-ı İlmiyeye münasib olarak, birkaç nevide
ve bilhassa Hakaik-i İmaniyenin izharında, intişarında Azîm Kera-
metleri olduğu gibi; üç Keramet-i Zahiresi bulunan Mu'cizat-ı
Ahmediye, Onuncu Söz ve Yirmidokuzuncu Söz ve Âyet-ül Kübra
gibi çok Risaleleri dahi herbiri kendine mahsus Kerametleri
bulunduğunu çok emareler ve vakıalar bana kat'î bir kanaat vermiş.
Hattâ sekeratta bulunan Talebelerine İmanını kurtarmak için bir
Mürşid gibi yetiştiğine müteaddid vakıalar şübhe bırakmıyor.
Bir saat tefekkür, bir sene ibadet-i nafile hükmünde... Bir
misali "Nur'un Hizb-i Ekberidir" diye müşahede ettim ve kanaat
getirdim. (Haşiye)
Sizlere Risalet-in Nur'un Hizb-i Ekber'ini ve Kur'anın Hizb-i
A'zamını göndermek isterdim. Fakat Hizb-i A'zam çok uzun
olduğundan
------------------
(Haşiye): Âyet-ül Kübra'nın üçüncü menzilinin başında, Ahmed-i
Farukî Risale-i Nur hakkında demiş ki: "Mütekellimînden biri gelecek,
bütün Hakaik-i İmaniyeyi Kemal-i Vuzuh ile beyan ve isbat edecek."
Zaman isbat etti ki; o adam, adam değil belki Risale-i Nur'dur. Ehl-i Keşf
Risale-i Nur'u, ehemmiyetsiz olan Tercümanı suretinde keşiflerinde
müşahede etmişler, bir adam demişler.