Page 346 - Evrim Aldatmacası
P. 346
E V R İ M A L D A T M A C A S I
den söz ederken, tesadüf açıklamasını "bilimsel düşünceye oldukça ters
gelmesine rağmen" kabul ettiğini açıkça belirtir:
... Sorunun en can alıcı noktası, mitokondrilerin bu özelliği nasıl
kazandığıdır. Çünkü tek bir bireyin dahi rastlantı sonucu bu özelliği
kazanması aklın alamayacağı kadar aşırı olasılıkların bir araya top-
lanmasını gerektirir... Solunumu sağlayan ve her kademede değişik
şekilde katalizör olarak ödev gören enzimler, mekanizmanın özünü
oluşturmaktadır. Bu enzim dizisini bir hücre ya tam içerir ya da
bazılarını içermesi anlamsızdır. Çünkü enzimlerin bazılarının eksik
olması herhangi bir sonuca götürmez. Burada bilimsel düşünceye
oldukça ters gelmekle beraber daha dogmatik bir açıklama ve spe-
külasyon yapmamak için tüm solunum enzimlerinin bir defada
hücre içerisinde ve oksijenle temas etmeden önce, eksiksiz bulundu-
ğunu ister istemez kabul etmek zorundayız. 230
Tüm bu satırlardan anlıyoruz ki evrim, gerçekte bilimsel araştır-
maların sonucunda ortaya çıkan bir teori değildir. Aksine, bu teori
materyalist felsefenin gereklerine göre üretilmiş ve sonra da bilimsel
gerçeklere rağmen kabul ettirilmeye çalışılan bir tabuya dönüşmüştür.
Yine evrimcilerin yazdıklarından anladığımız üzere, tüm bu çabanın
bir de "amacı" vardır ve bu amaç, canlıları Yüce Allah'ın yarattığı gerçe-
ğini inkar etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Evrimciler bunu "bilimsel amaç" olarak ifade ederler. Oysa sözünü
ettikleri şey bilim değil, materyalist felsefedir. Materyalizm, madde-öte-
sinin var olduğunu kesinlikle reddeder. Bilim ise, böyle bir dogmayı
kabul etmek zorunda değildir. Bilim, doğayı incelemek ve sonuçlar
çıkarmakla yükümlüdür. Bu sonuçlar doğanın yaratıldığı gerçeğini
ortaya çıkardığı için, bilim bunu kabul eder. Gerçek bir bilim adamının
yapması gereken budur; 19. yüzyılın köhne materyalist dogmalarına
bağlanarak imkansız senaryoları savunmak değil.
344